Dilin, cirmi küçük cürmü büyüktür!

A -
A +

Atalarımız "Dilin cirmi (hacmi) küçük, cürmü (yaptığı iş) büyüktür" demişler. Nice insanlar yaptıkları konuşmalarla öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır…

    Dil, büyük nimettir. İyi ve kötü işlerdeki rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür. Atalarımız "Dilin cirmi (hacmi) küçük, cürmü (yaptığı iş) büyüktür" demişler. Nice insanlar yaptıkları konuşmalarla öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır. Niceleri de, yaptıkları güzel konuşmalarla takdir toplamış, yüksek makamlara çıkmış, büyük nimetlere kavuşmuştur. Bunun için dilimize sahip olmalıyız. Konuşmaya başlamadan, konuşacaklarımızı kontrol etmeliyiz. Söyleyeceğimiz söz, kendimize veya başkasına bir fayda sağlayacaksa konuşmalıyız. Konuştuklarımız bir işe yaramayacaksa boşu boşuna konuşmuş oluruz. Akıllı adam, düşünür sonra konuşur. Ahmak ise, konuşur sonra düşünür. Konuştuktan sonra iş işten geçmiştir, ok yaydan çıkmıştır. Pişmanlık fayda vermez artık. Mümkün olduğu kadar az konuşmalıyız. Çok konuşmak ahmakların alâmetidir. Ahmakların birçok alâmeti vardır: Birincisi, çok konuşur, ikincisi, süratle cevap verir, daha karşıdaki sorusunu bitirmeden o cevaplandırmaya başlar. Üçüncüsü, çabuk güvenir karşısındakine. Sormadan soruşturmadan bir iki güzel sözüne aldanır ve ona güvenir. Rabbimiz bize bir dil vermiş, iki de kulak, üstelik dilimizi de iki kilitle kilitlemiş. Dişlerimizle dudaklarımız. Bu, şu demektir; konuştuklarımızdan daha çok dinlemeliyiz... Âlimin yanında susarsak, ilmimiz artar. Cahilin yanında susarsak sabrımız artar. Çünkü cahil saçma sapan konuşur, onu dinlerken sabretmek zorunda kalırız, bu da bizim olgunlaşmamıza sebep olur. Çok konuşanı pek sevmezler. İmam Malik hazretlerine birinden bahsederler ve onu överler. İmam da, şöyle cevap verir: -Doğrudur, değerli bir insandır. Ama bir aylık konuşmayı bir günde yapıyor!.. İran hükümdarlarından Behram av meraklısıydı. Bir gün av dönüşü yorulur ve bir ağacın altında dinlenme ihtiyacı hisseder. O anda ağacın üstündeki kuş ötmeye başlar. Behram, okunu çıkarır ve kuşu vurur, sonra yanındakilere der ki: -Eğer bu kuş diline sahip olabilseydi ölmezdi. Bizim onun varlığından haberimiz bile yoktu!.. Böylece etrafındakilere ders vermiş olur. Lokman Hakîm, bir gün oğluna şöyle nasihatte bulunur: -Yavrum! İnsanlar, güzel konuşmaları ile iftihar ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse, konuşmalarına dikkat etsin. Ya doğru konuşsun veya sussun. Çünkü ağızdan çıkan bütün sözler melekler tarafından kaydedilir ve hesabı da görülür.) Şunu hiç unutmayalım ki; insanın selameti dilini korumasındadır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.