Küçük dev adam

Türk futbolunun düşman kardeşleri Galatasaray ile Fenerbahçe. Ne anlaşabilirler birbirleriyle ne de vazgeçebilirler birbirlerinden.
Florya ile Samandıra uzak da olsa iki kulüp birlikte nefes alır aslında.
Dolayısıyla Fenerbahçe-Karabük maçını değerlendirirken, Galatasaray’da yaşananların Kadıköy’e etkisini görmezden gelmek mümkün değildir.
Fenerbahçe’nin ilk 8 haftada eleştirilmesinin en büyük nedenlerinden biri aldığı sonuçlar kadar, Galatasaray’ın yakaladığı galibiyet serisidir.
Ve gün gelip de Tudor’un tahtından olduğu an, Galatasaray’ı sollama fırsatı yakalamak da baskı oluşturur ister istemez Fenerbahçe’nin üzerinde.
Evet, ligin son sırasında yer alan, başkanı gitmiş, hocası değişmiş, 5 oyuncusu kadro dışı bırakılmış Mavi Ateş eskisi gibi parlamıyordu ve beklentiler yüksekti ama Fenerbahçe’nin de hata lüksü yoktu.
Aykut Kocaman’ın tedbirli oyun kurgusu, futbolcuların hata yapma korkusu sarı-lacivertlilerde el freni etkisi yaparken, kaybedecek bir şeyi olmayan Karabük net pozisyonlar buldu.
Kadıköy’de sinirler gerildi ancak tribünlerdeki herkes galibiyetten emindi. Kilit kırılacak ve devamı gelecekti. Öyle de oldu. Soyunma odasında yapılan bir motivasyon konuşması, Şener-Valbuena değişikliğiyle hücum hattına yapılan küçük bir müdahale her şeyi değiştirdi.
Valbuena’nın kafaya servis pasıyla gelen ilk golde ilginç olan iki nokta vardı. Birincisi Fenerbahçe’nin kaleyi bulan ilk isabetli şutunun ağlarla buluşması, ikincisi vuruşu sahanın en kötülerinden Mehmet Topal’ın yapması.
Sonrasında Valbuena bizzat kendisi sahne alıp jeneriklik bir golle farkı açtı, tribünleri rahatlattı. O kadar emindi ki kendinden, “Benim yerim burası” diyerek sahayı işaret ederek Aykut Kocaman’a mesaj vermekten çekinmedi.
Fenerbahçe, bu sezon ilk kez Kadıköy’de bir lig maçını gol yemeden kapatırken, Galatasaray’ı sollayıp liderin ensesine yapışmanın keyfiyle geceyi noktaladı.

MAÇIN ADAMI: Valbuena