Eğrisi doğrusuna denk gelince…

A -
A +

Karadeniz’de batmıştı Fenerbahçe’nin gemisi. Vitor Pereira’dan beklenen sarı lacivertlileri yeniden yüzdürmesiydi yoksa gemiyi ilk terk eden olacaktı Portekizli! Avrupa’daki olmak ya da olmamak maçına Yunanistan'dan gelen Eintracht Frankfurt galibiyetinin haberiyle çıktı Fenerbahçe. Pek tabii ki bol sürprizli bir Pereira kadrosu vardı yine. Altay, Gustavo, Valencia, Mesut ve Serdar Aziz’in yokluğunda bir de Szalai yedek oturmuştu. Pelkas ve Rossi yarışının kazananı da Meyer olmuştu!

Seyrettin mi Gustavo?
Herkesi bilmem de, benim en çok merak ettiğim Gustavosuz Fenerbahçe’nin nasıl oynayacağıydı. Ki, oyu her zaman Sosa’dan yana olan bir futbolsever olarak haklı çıkmanın keyfini yaşadım. Tango, sambadan çok daha zevkli. Takımın en yaşlısı olsa da seyrine doyum olmayan bir performans sergiledi Jose Sosa. O nasıl top dağıtma, o nasıl atak başlatma. Sosa o kadar güzel bir ritim verdi ki, Fenerbahçe gaza bastı tam anlamıyla. Unutmadan ekleyeyim, kesicilikte de en az Gustavo kadar mahir olduğunu gösterdi. Kimse kusura bakmasın Gustavo, Sosa’nın ancak getir götürünü yapar.

Bu kadro bozulmaz…
Oyunun geneline gelecek olursak... Sadece mecburiyetin eseri değildi sahaya çıkan kadro. Aç oyuncuları tercih etmişti Pereira ve hepsi de fazlasıyla hakkını verdi formanın. İrfan Can ile Mert Hakan’ın pas şovları, Berisha ile Meyer’in Alman mantalitesi. Jeneriklik asistler, muhteşem son vuruşlar, Fenerbahçe yarım saatte çekti fişi. Attığından fazlasını kaçırdı ama keyif verdi oyunuyla, arzusuyla. Kimse eksikleri aramadı. Kadıköy’de olması gereken de buydu. Antwerp, Fenerbahçe’nin dengi değil. Fenerbahçe bu gazla devam ederse önüne çıkanlar düşünsün. Bir de kadroya girmeyi hayal edenler…

MAÇIN ADAMI: Jose Sosa

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.