Elde kaldı Süper Lig!

A -
A +

Yıldızlarını satmış, önemli eksikleri varmış, hocası da yokmuş, zaten hepi topu Slavia Prag’mış. İyi de Fenerbahçe tüm bunlardan bihaber…  Takım kötü, saat geç, hafta içi, moral yok, buna rağmen tribünlerde yaklaşık 15 bin kişi… Futbolcuların bundan da haberi yok. Maç başlıyor, koşan rakip, basan rakip, gol arayan rakip. Futbol nedir, taktik nedir, disiplin nedir, hepsini örnekleriyle sunan Slavia Prag, şaşkınca izleyen Fenerbahçe. Koskoca ilk yarı kaleye şutumuz yok. Oysa ne de büyük hayallerimiz vardı!

Hep beraber izledik

Orta sahada her topa basan Traore, sol kanadı otoban gibi kullanan Dorley, ileride istedikleri gibi top koşturan Sor ve Olayinka.. Hepsinin ortak özellikleri Afrikalı olmaları. Biraz son vuruş becerileri olsa ilk yarıda farkı yakalamaları işten bile değildi. Son pas, son vuruş derken ilk yarıyı golsüz beraberliğe bağladık derken, golü izledik! Hep beraber, tribündeki taraftarlar ve sahadaki futbolcularla birlikte. Adamlar, göstere göstere, adeta ağır çekimde havalandırdı ağlarımızı. Yediğimiz gole o kadar şaşkındık ki, isyan bile edemedik. Aynı oynayamadığımız gibi.

Vedaya hazırlık…

Soyunma odasında İsmail Hoca nasıl bir konuşma yaptıysa ikinci yarıya fırtına gibi başladık. Futbolcular, Fenerbahçe forması giydiklerini, Kadıköy’de olduklarını hatırlamıştı. Tribünlerin isyanı da desteğe döndü. Ama her şey çok kısa sürdü. Attığımız bir gole sevinirken, kalemizde iki gol birden gördük, hem de sadece iki dakikada. Bir Ferdi’miz vardı, onun Ferdi çabalarıyla umutlandık. Ama yetmedi! Fenerbahçe rövanşı olsa da, oyunuyla bir kulvara daha veda etmeye hazırlandığının sinyalini verdi…

MAÇIN ADAMI: Ferdi Kadıoğlu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.