Kadına şiddet sokakta!

A -
A +
Maalesef bu da oldu…
Sokakta artık hiç tanımadığı kadınları sırf canını sıktı diye döven/saldıran magandalar ve insan müsveddeleri türedi. Toplumsal cinnet hâli kılıktan kılığa, renkten renge girerek artıyor ne yazık ki!
Televizyon ekranlarında hep birlikte gördük. En son Antalya’da işitme engelli bir kadın, bir kamyon şoförü ve arkadaşı tarafından öldüresiye dövüldü ve en son parmakları kırıldı. Kadın kendisini dövenlerin anneleri yaşındaydı… Yaşadığı travmatik olayı anlatırken durmadan ağlıyor ve bundan sonra nasıl yaşayacağım, o sokaktan nasıl geçeceğim, bu olayı nasıl unutacağım diyordu…
Maalesef bu hiç kolay olmayacak…
Daha birkaç gün önce de bir otobüs şoförü gencecik bir kızı tekme tokat dövmüş ve bu olayı izlemiştik. Hemen her gün benzer vakalar artarak devam ediyor.
Ne ekonomi, ne de siyaset bu olaylar kadar mühim değildir zira geleceğimiz büyük bir tehdit altında ve bizim insanımız hiç de alışkın olmadığımız, bize ters olan tuhaf ve ürkütücü bir veçheye evrilmekte ve biz bunu tam olarak idrak ettiğimizde de iş işten geçmiş olacak…
Bu toplumda ana, kadın saygıdeğerdir.
“Cennet anaların ayakları altındadır” hadis-i şerifini ne vakit hayatımızdan çıkardık biz? Savaşlarda bile kadın ve çocuklara dokunulmadığı ve ayrıcalıklı kabul edildiği bu kadim kültürde, bu ak topraklarda kadına söven, kadını aşağılayan, tekme tokat döven, vuran, öldüren, şiddet uygulayan bu insan müsveddeleri ne oldu da böylesine türedi ve türemeye devam ediyor?
Ana dövülür mü?
Anaya sövülür mü?
Utanç verici vakalar kanımızı donduruyor, gelecekten yana ümidimizi kırıyor. Kadına böylesine şiddet uygulayan bu vicdansız magandalara mahkemelerimiz lazım olan en ağır cezaları vermelidir zira polisin getirdiği sanık/zanlı iki dakikada öteki kapıdan çıkıp gidince böylesi şiddet vakalarının önü arkası kesilmiyor ne yazık ki…
Şiddet olaylarına karışan erkeklerin yaşlarına dikkat edilmesinde yarar görüyorum. Yetiştiğimiz kültür, aldığımız terbiye, zihinsel gelişimimiz, psikolojik durumumuz çok önemli. Farkında mısınız bilmiyorum, şiddete meyyal olan bu kimselerin çoğunlukla otuz beş yaş altı olması, internette şiddet oyunları oynayarak yetişmiş bireyler olması bizlere hiçbir şey anlatmıyor mu acaba? Öyle ise bugünler bizlerin daha iyi günleri olsa gerek!
Bu kültürde anneye, kadına bir gül, bir çiçek mesabesinde yaklaşılmıştır hep. Edebiyatımız, kültür tarihimiz bu kabilden örneklerle doludur. Yüzlerce çiçek isminin sadece kadına verilmesi bir tesadüf olabilir mi?
“Toplumsal duyarlılık” zamanı gelmiştir ve hep birlikte bu şiddet vakalarına, bu endişe verici gidişe dur deme vaktidir. Hiçbirimizin bana ne deme lüksü yoktur. Sokakta ansızın her birimiz böylesi bir saldırıya uğrayabilir, dövülebilir ve hayatımızı hiç yoktan kaybedebiliriz. Emniyetin de şiddete meyyal, bu kabilden suça bulaşmış sanık ve zanlıları takip altında tutmasında yarar vardır diye düşünüyorum...
Vefat eden anasına “Sensiz odalar bomboş, dualarda adım yok” diyen şair, sevdiğine “Ben sana gül diyemem gülün ömrü az olur” diyen ozan ile annesi yaşındaki bir kadını parmaklarını kıracak kadar canileşmiş bir erkek arasında zihinsel anlamda ne büyük uçurumlar vardır…
Bu yazı unutulup gidecek biliyorum, belki de hiç kimsenin umurunda olmayacak, yeni şiddet vakaları birbirini takip edecek, bu tip vakaları kanıksamaya devam edeceğiz ve maalesef bunu da biliyorum…
Her şeye rağmen “Kadına şiddet” konusunda biraz duyarlılık lütfen, analarımız dayak yemesin, sokakta öldürülmesin, şiddet görmesin… Bu yazım sizleri “Toplumsal duyarlılığa” davettir, sesleniştir.
Umarız ki sesimizi duyarsınız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.