Kitap fuarları ve popülarizm!

A -
A +
Kitap fuarlarını severdim…
İki yıl öncesine kadar da imza günlerine katılmaya çalışırdım. Özellikle Anadolu şehirlerinde düzenlenen kitap fuarlarının daha içten ve samimi olduğunu da söyleyebilirim.
Bu şehirlerde okuyucu da samimidir. Gelen yazara ilgileri, onları ağırlayış biçimleri büyük şehirlerle kıyas götürmez. Kitap ve toplum münasebetine köprü vazifesi de gören bu fuarlar neredeyse bütün şehirlerde düzenlenmeye başladı.
Kitap fuarlarının olmazsa olmazı bu fuarlarda düzenlenen imza günlerine katılan yazarlardır hiç kuşkusuz. Yayınevleri, ne kadar çok satan ve popüler yazarı olursa buna binaen iyi kazanç sağlarlar. Yayınevi şöhretli yazarları vitrine çıkarmaya çaba gösterirler zira bunu bir itibar meselesi olarak görürler.
Peki, şöhretli yazarların kitap fuarına gidişi, kitap imzalayışı, söyleşi yapışı, kitap ve kültür meselesinde aradığımız niteliği ve niceliği sağlıyor mu? Okuyucunun yazar beğenisi nasıldır veya fuarda aslında neyi aramaktadır kabilinden bir yığın soru sorabiliriz elbette. Tabii bir de kitapların fiyatı bu yıl bu soruların en başına getirilecek anahtar sorudur belki de…
Önceleri kitap fuarlarının şehirleri dönüştüreceğini düşünüyordum lakin zaman içinde şahit olduğum bazı olaylar bunun ne yazık ki havada kaldığını bana düşündürttü; nitekim popülarite bu fuarları da kıskacına almıştı bile…
Bilmem hangi programın sunucusu olan hanımefendi kendi yazmadığı sadece isminin yazılı olduğu kitabı imzalamak için etrafına topladığı dalga dalga kalabalıkla büyük bir gürültü ile gelip bütün kelli felli yazarlara nispet yapıyordu. Standına toplanan kalabalık, kitabından ziyade aslında hanımefendiyi merakından gelmişti oysa!
Şehirlerdeki belediye başkanı, vali ve protokol mensuplarının televizyon şöhretlerine gösterdikleri özeni ve ilgiyi gerçek yazarlardan esirgediklerini üzülerek belirtmek durumundayım. Televizyon şöhretlerine assolist, gerçek yazarlara uvertür nazarıyla bakmaları ise bir başka garabettir ve hatta gaflettir!
Sonra Wattpad yazarları adı altında yeni yetme, ergenlikten çıkmamış çocukların etrafında korumalarla kitap fuarlarını dalgalandıran çıkışlarına şahitlik ediyorduk. Özellikle ortaokul ve lisede okuyan kız öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği bu kitapların içeriğini ise ne siz sorun ne de ben söyleyeyim!
Bir gün İzmir Kitap Fuarı'nda kitaplarımı imzalarken birden büyük bir çığlık kopup, yoğun bir kalabalık dalgalandı… Henüz on yedi, on sekiz yaşlarında meşin ceketli, kulaklarında küpe olan bir çocuk yazarın standında kuyruğa dizilen kızlara merak edip  “bu yazarı neden ve niçin takip ediyorsunuz” diye birkaç soru yönelttim. Ağızlarını yayarak, çığlık çığlığa verdikleri cevap aynen şuydu:
-Amaa çok yakışıklııı!
Bu uzun kuyruk dışarıya, İzmir Fuarı'nın ta içine kadar uzuyordu!
O gün bir yayınevimizin emektar bir yazarı bu duruma öylesine içerlemişti ki bulutlanan gözlerini kaçırarak “dükkânı kapamak vakti gelmiş galiba” deyince bu konu üzerinde daha fazla gözlem yapmaya başladım ve nitekim vardığım sonuç vahimdi!
Evet… Kitap fuarlarına da olan olmuştu ve popülarizm oraya da el atmıştı. Hasılıkelam, bu gözlemlerimden sonra kitap fuarlarına katılmama kararı aldım. Bir gün umarız ki kitap fuarları edebiyatı, kültürü, sanatı ve medeniyeti gerçekten de dert edinen, kalemini bu minval üzere kullanan hakikatli yazarların toplandıkları birer sanat arenası olurlar…
Yoksa kitap fuarlarının da halk pazarlarından hiçbir farkı kalmadı!
Emin olunuz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.