Zıvanadan çıkmak tam da budur!

A -
A +
Geçen gün bir televizyon programında bir münakaşaya denk geldim. Birkaç hanımefendi, bir kadın yarışmacının evinde toplaşmış bildiğiniz kavga ediyorlar! Kadının birisi öylesine rahat öylesine umarsız davrandı ki âdeta insanların sabrını sınadı. Kadın, tabiri caizse zıvanadan çıktı!
Yarışmacı kadın, misafirliğe geldiği eve ayakkabılarıyla girmek istedi ancak ev sahibesi buna razı olmayınca “galoş” istedi. Doğal olarak evimizde galoş bulundurma alışkanlığımız da yok, mecburiyetimiz de! Mamafih ilgili kadın, bu seviyesiz eyleminde başarılı oldu ve galoş verilmeyince de o pis, kirli ayakkabılarıyla evin içine dalıverdi!
Ne yazık ki toplumda böylesine “Zıvanadan çıkmış” insanlar türedi.
Biz her gün mutlaka temizlik yapılan, silinen evlerimizde dış mekân ayakkabılarıyla değil, ev terlikleriyle dolaşırız. Yetmez, namaz kıldığımız odamız, mekânımız bile ayrıdır ve orada da her şeye rağmen yere gül kokulu, tertemiz seccadeler yayarak ibadetimizi yaparız. Bizim kültür ve medeniyet dairemizde temizlik bu derece önemlidir…
Hâl böyle iken, yaşı kemale ermiş bu hatunun, ısrarla ayakkabı ile (ev sahibi razı olmadığı hâlde) misafirliğe gittiği eve girmesi edep dışıdır. Bu kompleksli bir ruh hâlinin yansımasıdır, tepeden tırnağa asimile olmuş bir insanın kendini bilmez tavrıdır. Bu batılılaşma filan değildir sakın kimse öyle düşünmesin zira aklı başında Batılılar eve ayakkabı ile girmezler…
Bu marazi bir hâletiruhiyedir?
Esasında "Zıvanadan çıkma hâlidir"…
Peki ya bu "zıvana" nedir diye insan merak etmez mi? Şu ana kadar mükerrer sayıda kullandığım bu kelime için Türk Dili Kurumu sözlüğünde, sözlük anlamı için şöyle yazıyor:
Zıvana, Farsça Zubâne…
“İki ucu açık küçük boru”, “Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik”, “Pipo veya sigara ağızlığının sap bölümü”…
Deyimleşmiş olarak kelime anlamı şöyle tarif ediliyor:
“Çok sinirlenmek, öfkelenmek”, “Aklını yitirmek, çılgın gibi davranmak”, “Denetlenemez duruma gelmek”…
Yazımıza konu olan kadın bunlardan hangisine uyuyor dersiniz? Tabii ki aklını yitirmiş, çılgın gibi davranan, denetlenemez hâle gelmek… Böyle cinnet hâli içindeki insanların normal davranan insanlara karşı küçümseyen, alaycı tavırları bahsine girmiyoruz bile…
Yaşadığı topluma bigâne, kendi kültür ve medeniyetine böylesine yabancılaşmış, kendi yanlışlarını etraflarındaki insanlara yegane doğruymuş gibi dayatan ve bunu da modernlik olarak addeden bu ilginç ruh hâli, psikiyatri biliminin uğraşısıdır.
Biz, zıvanadan çıkmayalım dilerseniz!
İki değirmen taşını bir arada tutan zımbırtı, sigara ucuna takılan filtrelik, gemi direğinin oturtulduğu yer, eski polis arabalarındaki metal korumalık vs.
Bir de halk arasında zıvananın anlamı hakkında değişik söylentiler vardır. Mesela şu rivayete göre zıvana Malatya-Elâzığ arasına bile girmiştir:
Malumunuz Elâzığ ile Malatya illerinin uzun yıllardır yatırım ve hizmet alma hususlarında tatlı bir rekabetleri ve atışmaları vardır. O sebeple ikisi de birbirlerinden hazzetmez. Gurbette ise birbirlerine yâr ve yâran olurlar. Nerede okumuştum şimdi hatırlamıyorum. İşte rivayete göre, kara yoluyla Elâzığ’a yolculuk edenleri Kömürhan Köprüsünü geçtikten sonra Elâzığ sınırına girişte ironik bir levha karşılar: “Çok şükür zıvanadan çıktınız, Elâzığ’a hoş geldiniz!”…
Gazi Battal diyarı, Beydağ’ınca Bey olan memleketim Malatya’ya ve Gakkoşlar diyarı, Alperenler şehri Elâzığ’a selam olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.