Kadın asla yaşlanmamalı!

A -
A +
Kadın, genç kaldıkça sevilir ve sayılır! Kendim katılmasam da bu görüş toplumda hızla yerleşiyor. Çünkü artık bizim toplumumuz da Batılı toplumlar gibi düşünüyor, onlar gibi yaşıyor ve evlilik telakkilerimiz de onlar gibi ne yazık ki! Yaşı şöyle yetmişi geçmiş erkeklerden bazıları eşlerini beğenmez bir hâl ve tavır içine girmiş, evlerde âdeta terör estiriyorlar. Yuvalarda artık yetişkin kavgaları aldı başını gidiyor… Biz, "bu gençler neden boşanıyor, niçin geçinemiyorlar?" derken "olgun" erkekler ve kadınlar da geçinemeyip bir celsede boşanıveriyorlar! Geleceğimiz adına kaygı verici olan bu kabilden gelişmelere şahit oldukça ürküyoruz ve endişe ediyoruz. Geçtiğimiz aylarda bir yazımda belirtmiştim. Yaşadığımız sitenin dış duvar diplerine Büyükşehir Belediyesi nihayet zakkum ve oya ağaçları dikti. Tabii ana arter olmadığı için belediye buralara sık sık uğramıyor ve bu ağaçlar suya ihtiyaç duyduğu vakit bu görevi ben üstlendim, hiç üşenmeden suluyorum bu nadide bitkileri… Yani bahçe işini bitirdik sokaktaki ağaçları da görüyoruz! İşte yine duvar diplerindeki oya ağaçlarını sularken kışın sitede, yazları Bodrum’da yaşayan bir karı kocanın kavgasına şahit oldum. Erkek, mühendis emeklisi ve sürekli içiyor, içtikçe de hemşire emeklisi eşine avaz avaz bağırıyor! Bütün mahalle duymasa yazmayacağım, öyle çok hakaret ediyor ve bağırıyor ki ben utanıp, sulamayı yarıda kestim ve eve koştum… Sadece bu da değil, daha niceleri böyle, yazık ki! Çocuklarını evlendirmiş, emekli olmuş, maddi kaygıları bitmiş, sadece birbirlerine kalmış bu insanlar niçin kavga ediyorlar acaba? Bu yaşlarda birbirlerine sevgi, şefkat, merhamet, ilgi, sabır ve itinayla davranmaları gerekmez mi? Bu tahammülsüzlük, bu nefret neyin nesidir? Bunun nedeni sevgisizlik olabilir mi? Kadın yaşlanınca gönlün taraçalarından düşüyorsa, erkek kendisine hor ve kaba davranıyorsa burada düşünmek lazımdır… Maalesef bu kabilden daha birçok örnek gördüğüm için açıkçası günlerdir bu mesele üzerine düşünüyorum… Kadın yaşlanıyor da erkek yaşlanmıyor mu? Ne yazık ki modernitenin kıskacına düşmüş bakış açısı için kadın yaşlanamaz! Kadın daima genç ve güzel kalmak zorundadır. Bırakınız erkekleri, kadınlar bile birbirlerine gençlikleri ve güzellikleri üzerinden üstünlük kurmak için ezelî ve ebedî bir rekabet içindeler! Maalesef mütedeyyin kimselerin iş yerlerine eleman aldıklarında veya bir görev tevdi edeceklerinde tercihlerini genç ve de güzel olan hanımefendilerden yana kullanması da bir başka hakikattir! Eskilerin “Güzel kimseden kırk günde bıkılır, güzel huylu olandan kırk senede bıkılmaz” sözünü de galiba çoktan yabana atmışız. Televizyonlar, gazeteler, internet sadece güzel olanı, genç olanı destekliyor! Ne yazık ki toplumun yaşlısı da genci de bu durumu yadırgamıyor artık! “Kadın yaşlanamaz” düşüncesi kendine kalabalık bir taraftar da bulmuştur. Estetik ve güzellik merkezlerindeki cilt gerdirme, botoks, gençleştirme ameliyatları kuyruklarında ülkemizde de patlama olduğunu hemen belirtelim… Dünyevi olana tamah edenin akıbeti ne yazık ki böyle! Nitekim bu dünyada ihtiyaçlar mütemadidir! Nefis doğurgandır, zaaflar zayıflatır, alçaltır ve yoldan çıkarır, bedbin ve mutsuz eder… Oysa yine aynı çevrede, vaktini ibadet ederek, güzel şeyler peşinde koşarak, hayırlı olanın arkasından yorularak hayatını sürdüren yaşlı çiftlerde derin bir huzur ve sükûn vardır. Çünkü onlar, dünyevi olan arzulara göre değil, uhrevi olana meyletmişlerdir! Fıtratlarının iç sesine kulak vermişlerdir. Hasılı manevi değerlerin kıymetini bilenler kendilerini de kıymetlendirmişlerdir!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.