Kolları sıvayıp aşı olalım!

A -
A +
Galiba tünelin ucunu görüyoruz...
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, umut veren, iç açan ve moralimizi düzelten o açıklamayı yaptı. “Kolları sıvıyoruz” kamu spotunu paylaşarak tünelin ucundaki ışığa atıf yaptı.
Pandemi süresi boyunca çok ciddi anlamda emek sarf eden, sabırla, metanetle süreci idare eden Sayın Bakan, hakikaten büyük bir alkışı hak ediyor. Belki de ülkede bu dönem en çok yorulan isimdir kendileri.
Peki kolları sıvamak yerine sürekli olarak topluma endişe zerk eden bazı marjinal kesimlerin aşı karşıtlığı birdenbire böylesine neden alevlendi? Bu insanlar özellikle sosyal medyada ne yapmaya çalışıyor?
Aşıları kötüleyip, insanları aşı olmama hususunda kışkırtmaya, korkutmaya ve kafalarında soru işaretleri oluşturmaya ve gündemi kilitlemeye çalışan bu çevrelerin tek bir amacı var: Kaos!..
Tam bir buçuk yıldır, ülkede pandemi şartları mevcut. Açılıp kapandık defalarca! Sonuç ortada, her defasında başa döndük ve özellikle Sağlık Bakanlığı’nın bütün emekleri zayi oldu. Özellikle başta doktorlar ve diğer sağlık personeli canından bezdi, hayatları karardı, psikolojileri bozuldu. Ancak bunu dile getirmediler! Ellerinden geleni yaptılar.
Şimdi Çin’in yan çizmesiyle sekteye uğrayan aşı tedarikindeki gecikmeler çözüldü ve Prof. Dr. Uğur Şahin Hoca'nın da yakın ilgisiyle çok ciddi bir aşı tedariki oldu ve ülke sathında özellikle öğretmen, akademisyen, memur ve diğer çalışanlar, esnaflar da aşılanmaya başladı. Öyle görünüyor ki yaz sonu bu iş tamamlanacak…
Bunun ayrımına varan o malum çevreler birden tutuşup aşıları kötülemeye, hemen her aşı hakkında tezvirat yapmaya başladılar. Bu çevreler akıllarına geleni söylüyorlar lakin bu kaostan nasıl çıkacağımız hakkında hiçbir şey söylemiyorlar! Bu illete düçar olanlar iyi biliyor ki bu hastalık hakikaten ciddiye alınması gereken bir hastalık. Aşı olunmadan da şimdilik, bu şartlarda bulaşmayı bitirmenin bir başka yolu yok!
Bu aşı karşıtı çevreler, bu kadar tantana çıkaracaklarına keşke çözüm üretseler, bu kaostan nasıl çıkılacağına dair fikir yürütseler veya bir tedavi yöntemini bulup insanlara sunsalar. Bol keseden konuşan bu çevreler, toplumun geniş kesimlerinin pandemi nedeniyle artık nefes alamayacak hâle geldiğinin acaba farkında mıdır?
Başka çare vardı da yapılmadı mı bu ülkede?
Üniversite öğrencileri, lise, ortaokul ve ilkokul dâhil yaklaşık 20 milyon genç, çocuk tam bir buçuk yıldır okullarına gidemiyor! Hatta bazıları mezun oldu. Günübirlik yaşayan milyonlar evlerine ekmek götürmekte zorlanıyor, esnaf tükendi. İş yerleri çeyrek kapasite çalışıyor. İnsanların evde oturmaktan psikolojisi bozuldu, aileler çatırdıyor!
Bu virüsün böylesine yayılmasının ve nice insanın hayatını kaybetmesinin bir nedeni de maske, mesafe, hijyen kaidesine uymayıp, bilimi, tıbbı hafife alan sorumsuz insanlar olduğu gerçeğidir.
Kul hakkı denen o ulvi kaideye sırt çeviren bu sorumsuz kesimler nice masum insanın hayatına kastettiler. Ne kadar çok sevenimizi kaybettik bu süreçte, ne çok insan aylarca ölümlerden ölüm beğendi. Korkularımız sırtımızda dağlarca yük oldu, işimizden olduk, aşımızdan olduk, eşimizden, dostumuzdan olduk, sosyal yaşantımızdan olduk, normallerimizden olduk...
Sürecin yürütülmesinde elbette insani, mesleki ve idari hatalar olmuştur. Ancak başından günümüze kadar her umudun kapısı çalınmıştır, her bilimsel veri değerlendirilmiştir… Başka seçeneğimiz keşke olabilseydi aşıdan başka.
Şimdi “Kolları Sıvama” zamanı! Şimdi aşılanma zamanı.
Hatta paçaları da sıvama zamanı. Ya bu boğan, bıktıran ve canımızdan bezdiren dereden geçilecek ya bu karanlık tünelden çıkılacak ya da bu kaos sürecek! Karar sizlerin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.