Sayın Kurz, Afgan mültecilere siz daha iyi bakarsınız!

A -
A +
Gündem, kapıdaki istenmeyen misafirler…
Önceki gün Avusturya Başbakanı öyle laflar etti ki çıldırmamak elde değil.
Alman BILD gazetesine bir demeç veren Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, şu ironik cümleleri kurmaktan çekinmedi doğrusu:
“Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç'e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri daha doğru yer olarak görüyorum."
İlginç ve ironik olan ise Türkiye’yi Afganistan’ın komşusu sanıyor gafil!
Gidip Afganistan’ın ocağına incir ağacı diken odaklar bugün Afganistan’ın Taliban yönetimine tamamen katılmasına beş kala etekleri tutuşmaya başladı. Ülkeden kaçan/göçen insanların Avrupa’ya asla kabul edilmeyeceğinin sinyalleri şimdiden verilmiş ve Avrupa’ya yapılacak muhtemel göçlerin düşüncesinin bile önü kesilmiş oldu.
Milyonlarca Suriyeliyi ülkemizin başına saran ve dert eden Avrupalı, şimdi de milyonlarca Afganlıyı yine Türkiye’nin başına sarmak için söylemlerine ve siyasi lobi çalışmalarına çoktan başladı bile.
Türkiye’yi bir mülteci havuzu gibi gören bu zihniyetin bilmediği şey ise artık Türk milletinin yeni bir göç dalgasına tahammül edemeyecek kadar Suriyeli varlığından bıkıp usandığı gerçeğidir.
Avusturya ve diğer Avrupa ülkeleri sadece ve sadece bin kişilik bir mülteci grubunu kabul etmezken bu ülke insanı yıllardır yaklaşık 10 milyon yabancıya sabır ve anlayış göstermektedir.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’a, bize göre gereken en güzel cevabı Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç verdi. Büyükelçi Bilgiç, Afganlı mülteciler konusunda şunları söyledi:
“Her şeyden önce Türkiye, Şansölye Kurz’un ifade ettiği gibi Afganistan’a komşu bir ülke değildir. Bütün dünyayı etkileyen ve herkesin ortak meselesi olan düzensiz göç sorununu çözmek için ortak çabayı ve iş birliğini vurgulamak yerine, 'göçmenler buraya gelmesin, başka yere gitsin' şeklindeki tutum hem bencilce hem de kimseye faydası olmayan bir yaklaşımdır. Türkiye, bölgeden kaynaklanan kitlesel bir göç krizinin sonuçlarına katlanmayacak ve yeni bir göç dalgasını da üstlenmeyecektir. Bu tutumumuzu her vesileyle ve her düzeyde muhataplarımıza iletiyor, Türkiye’nin Avrupa Birliği'nin sınır muhafızı veya sığınmacı kampı olmayacağını vurguluyoruz.”
Tanju Bey'in bu görüşlerini gönülden destekliyoruz. Ancak kimi STK’ların, arkası karanlık bazı grupların çeşitli menfaatler temin etmek için “demagoji” araçlarıyla bazı kapıları açmaya yönelik çabaları oluyor/olacaktır.
Türkiye hakikaten bir yol geçen hanı değildir. Mülteci havuzu değildir, yolcu otobüsü değildir, bir Orta Doğu çöplüğü hiç değildir! Bu ülkenin yoksul insanları iş bulamazken, yoksulluk ile boğuşurken zaten çok az elde ettiği refahını milyonlarca yabancı ile paylaşmak zorunda da değildir. Bunun ırkçılıkla, faşistlikle ilgisi yoktur. Ülkesine elli mülteciyi kabul etmeyen Avrupalı kendini medeni sayarken, bu millet on milyon yabancıya ev sahipliği yapıyor. İnsaf yahu!
Büyükelçi Tanju Bilgiç Beyefendiye de sormak istediğimiz bazı sorular vardır. Mesela:
-Türkiye, İran ile düzensiz Afgan göçleri hakkında bir müzakere içine girmiş midir?
-İran’ın bu düzensiz göçleri organize edip Türkiye üzerine yönlendirme yaptığı doğru mudur?
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’a da söyleyeceğim bir çift laf var:
-Sayın Kurz, sizin ülkeniz yaşlı bir nüfus, iş imkânlarınız geniş, refah seviyeniz bizden daha ileri. Hâl böyleyken akın akın bizim sınırlarımıza dayanan bu Afgan mültecileri buyurunuz siz alın, siz bunlara daha iyi bakarsınız. Malum bizde kapasite doldu! Bu nedenle en doğru yer Avrupa ve sizin ülkeniz….
Öyle değil mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.