Türk Devletleri Teşkilatı’na Özerk Cumhuriyetler katılacak mı?

A -
A +
Zirve bitti ancak yankıları devam ediyor.
Bu güzel gelişme ülke gündemine oturunca bir şey fark ettim. Meğer Türk milletinin yüzde sekseninin Türk Konseyi’nden haberi yokmuş! Geniş halk kitlelerinin mevzuya çok yabancı olduğuna mı üzülelim, Türk Konseyi’ni bugüne kadar hiç duymayanlara mı şaşıralım yoksa bu millî davayı bile siyasallaştıranlara mı kızayım bilemiyorum?
Terminolojiye yabancı, meseleye yabancı insanlar sosyal medyada konuşup durdular. Türk töresinde bilgeliği ifade eden “Ak Saçlı” kavramı, üzerinde en çok konuşulan sözcük oldu. İlgili ülkelerin siyasi ve demografik yapılarını, sosyolojilerini, edebiyatlarını, tarihlerini bilmedikçe doğru analizler yapmak zordur.
Anladık ki geniş halk kitlelerinin bu mevzudan haberi yok! Birtakım kurum ve kuruluşların başında bulunanlar, dar bir çerçeveye sıkıştırdıkları bu büyük davayı herkesin detaylarıyla bildiğini zannediyorlar. Sadece Türkiye’de değil, Orta Asya ülkelerinde de durum aynı ne yazık ki!
AB benzeri bir “Türk Birliği” kurulduğunu zannedenler var. Bir kere AB’de farklı ulusların birlikteliği söz konusu. Oysa Türk Devletleri Teşkilatı hem aynı ırk temeline hem de aynı din anlayışına dayanıyor.  
Peki şimdi ne olacak? Yapılacak çok işimiz ve sorunumuz var. Öncelikle bir dil meselemiz var ne yazık ki! Sonra ekonomiden, kültüre, eğitime, ticarete, sanata pek çok alanda içine geniş halk kitlelerini alan ciddi organizasyonlar yapmak, TV yayınlarıyla halkı hazırlamak, eğitmek, Türk dilinin bütün şiveleri başta olmak üzere, tarih, edebiyat gibi ortak derslerin bütün kademelerde okutulmasını sağlamak gerek…
Sonra kültür ve turizm faaliyetlerini yaygınlaştırıp Türk ülkeleri arasında gidiş gelişleri kolaylaştırmak lazım. Bir defa, hava yollarıyla ulaşım astronomik pahalı. Bu şartlarda bir tek kişinin Kazakistan’a bir hafta tek başına gidiş gelişi ve masrafları 15-20 bin Türk lirasına tekabül ediyor. Telekomünikasyon hizmetlerini hiç söylemeyeyim...
Bütün bu sorunların en kısa zamanda aşılması şart! Çünkü uzun yıllardır bu teşkilat varlığını sürdürmüş olmasına rağmen bu saydığımız meselelere kalıcı çözümler üretilememiştir. Türkistan, Semerkant, Buhara, Hive gibi hem tarihî hem de manevi veçhesi bulanan şehirlere en azından makul tarifeler yapılabilir düşüncesindeyim.
 
Özerk Cumhuriyetler meselesi!
 
Özellikle Kırım, Kazan Türkü okurlarımdan çok sayıda mektup aldım. Kazanlı okurum diyor ki: “Türk Devletleri Teşkilatı içinde ne yazık ki bize yer yok! Çünkü bağımsız devlet değiliz. İç işlerimizde özgür(!) dışişlerimizde Rusya Federasyonu’na bağlıyız. Şimdi ne olacak? Bu isim, dağınık hâlde yaşayan Türk Toplulukları için daraltıcı olmadı mı?”
Kıymetli okurumuz kısmen haklı, şu hâliyle Bağımsız Türk Devletleri kastediliyor lakin uzak vadede otonom cumhuriyetleri de içine alabilir mi? An itibarıyla yorum yapmak zor.
Aslında Kırım ve Kırım Tatarlarının durumu, Kerkük ve Türkmenlerin sorunları, Rusya içindeki özerk bölgelerdeki soydaşların meseleleri, Batı Trakya Türklerinin durumu, Doğu Türkistan meselesi…
Esasında Türkiye Cumhuriyeti bu hususlarda sık sık elini taşın altına sokan, sorumluluk duyan ve Kırım hassasiyeti nedeniyle zaman zaman sahada bedel ödeyen bir ülke… Bundan böyle umuyoruz ki kenetlendikçe güçlenen, güçlendikçe öz güveni yükselen ve millî bilinç duyarlılığı artan Bağımsız Türk Devletleri soydaşlarının sorunlarına bigâne kalmayacaktır.
'Dil’de ve 'fikir’de iş birliği ihmal edilirse bu birliktelik herhangi bir ülke ile de yapılmakta olan  “İş akdi" ile sınırlanır. Ve bu kutlu fırsat da elden kaçmış olur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.