Türk dünyasında kültür diplomasisi!

A -
A +

Kültür meselesi, üzerinde çok fazla mesai harcamadığımız öksüz bir alan yazık ki…

Oysa milletleri millet yapan, ülkeler arasında kalıcı münasebetleri tesis eden kültür ve kimlik konularındaki sıkı iş birliğidir. Ancak bu alan özellikle "Türk Dünyası"nda en boş bırakılan bir alan olup, hızla bu boşluğun doldurulması lazım.

Geçtiğimiz gün Ankara’da Millet Kütüphanesi'nde çok önemli bir etkinlik vardı. Kazakistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 30. yılı münasebetiyle Kazakistan Ankara Büyükelçiliği ve Millet Kütüphanesinin düzenlediği “Birliği Güçlü Ülkeye Otuz Yıl” adlı bir yuvarlak masa toplantısına katıldım. Bu toplantıda Kazakistan Cumhuriyetinin Millet Kütüphanesi'ne, Kazakistan’dan getirilen kitapların takdim töreni yapıldı…

Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, Kazakistan’ın manevi kalkınma hamlesiyle birlikte özellikle kültür, sanat, edebiyat ve kimlik konusu başta olmak üzere 10 millî yenileşme hareketinden söz etti. Türkiye ile özellikle “Kültür ve Kimlik” konularında stratejik ortaklığın çok önemli olduğunun altını çizdi.

Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu ise 1913 yılında yayınlanan “Kazak Gazetesi” adlı yayın organının o yıllarda, o imkânlarda Türkiye’den 13 abonesi olduğunu ifade ederek, “Bugün Türkiye’den kaç kişi Kazak gazetelerini okuyor?” diye sordu…

Açıkçası Yakup Hoca’nın bu sözü çok önemliydi zira geçmiş ile kıyaslandığında her türlü imkâna rağmen kültür, kimlik, edebiyat konularında iyi bir yerde olduğumuzu söylemek iyimser bir görüş olur.

30 yıl önce bağımsızlığına kavuşmuş kardeş devletler ile ne yazık ki sadece üst seviyelerde ilişkiler yürüdü ve yürümeye devam ediyor! Diplomatların, üst seviyede bürokratların ve kimi siyasilerin karşılıklı gidiş gelişleri ve aldıkları kararlar ne yazık ki kâğıt üzerinde kaldı hep!

İsterseniz edebiyat, kültür ve kimlik alanlarında meseleyi irdeleyelim. Mesela sormuş olayım, kardeş ülke edebiyatlarından kaç isim biliyorsunuz? Gelecek cevapları aşağı yukarı tahmin ediyorum… Cengiz Aytmatov, Cengiz Dağcı, Bahtiyar Vahapzade… Oysa bu ülkeler bağımsızlıklarını ilan etmeden önce de bu ülkede bu isimlerin kitapları neşrediliyordu zaten!

Ahmet Baytursun, Abay Kunanbay, Muhtar Avezov, Süleyman Çolpan, Aybek, Ayaz İshaki… Yüzlerce büyük yazarı Türk Kamuoyu tanımıyor, bilmiyor! Mesela bütün Türk milletinin itikat imamı İmam-ı Matüridî Hazretleri hakkında neden ortak bir toplantı yapılmadı hâlâ?

Ortak tek bir dizimiz yok, ortak bir sözlüğümüz yok, ortak bir sinema filmimiz yok, ortak bir kütüphanemiz yok, ortak bir gazetemiz yok! Demek ki neymiş? Bu çalışma stiliyle ilerleyemiyor, asıl hedefe varamıyoruz.

Peki neden? Çünkü iş bilmeyen insanlara mevki ve makam tevdi etmek o görevden öncelikli hâle geldi. Kişisel tatmin dışında daha fazlası gerek! Geniş halk kitlelerinin dikkatine sunulmayan, halkın içinde yer almadığı, kültür ve kimlik konularından uzak hiçbir çaba sonuç vermez, vermiyor da!

Türk Devletleri Teşkilatı bir isim değişikliğinin çok ötesine geçmedikçe bunca emek ve zaman zayi olacak. Merhum Gaspıralı’nın “Dil'de, İş’te, Fikir’de Birlik” idealini, “İş” ile sınırlayıp müteahhitlere inşaat sektöründe imkân aralamak olarak anlıyorsak şayet bu “İş” olmaz!

Toplantılarda biteviye birbirini ağırlayıp güzel ve şaşaalı cümleler kurmak da yetmez! Bu mefkûre vebali ağır olan büyük ve önemli bir 'Ülkü’dür. Yüreği yetmeyen, hedefi cüzdanından ötesine geçmeyen insanlar uzak dursunlar zira kaybedilen zaman Adriyatik’ten Çin Seddi'ne kadar bütün Türk milletine ağır bedeller ödetecektir…

Hasılı “Kültür Diplomasisi” olmadan olmaz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.