Zırva tevil götürmez!
İhanetin emzirdiği çocuklar işbaşında!..
Yalanın büyüttüğü, iftiranın eğittiği o kimseler bugün dünyanın dört bir yanında bu aziz ülkeye ihanet ediyor, geçmişimize çamur atıyor ve ne yazık ki bizler de her defasında unutuyor veya uyutuluyoruz!
İşte Garo kişisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Millet Meclisinde bir yandan Türk milletinin vergileriyle ödenen şişkin maaşını almakta, öte yandan bu millete alenen iftira atmakta ve bu milleti geçmişte “soykırım” yapmakla suçlayıp üzerine bir de “Ermeni Soykırımının tanınması, Soykırım Faillerinin İsimlerinin Kamusal Alandan Kaldırılması” şeklinde kanun teklifi verme cüretkârlığını ve küstahlığını gösterebilmektedir!
Bu şahsın bu cüretkâr ve küstah tavrı hakkında bütün siyasi partilerden güçlü tepkiler bekledik! Siyasi varlığını, geleceğini ilginç denklemlerin vadettiği şart ve tutumlara bağlayan bazı partilerin her nedense cılız ve göstermelik tepkiler vermesi oldukça manidar ve şaşırtıcıdır…
Oysa hiçbir siyasi gelecek ve denklem Türk milletinin tarihinden ve onurundan önemli ve dahi değerli değildir. Türk milleti, bu ucuz ve ikircikli siyasi hesapları bozacak sağduyuya sahiptir.
Türk milleti, tarihinin hiçbir döneminde bırakınız “soykırım” yapmayı, maiyetindeki milletlere “asimilasyon” yapmayı dahi aklından geçirmemiş bir millettir. Şayet iftira edildiği gibi “soykırım” yapmış, fethettiği toprakları asimile etmiş olsaydı bugün bütün Balkanların, Orta Doğu’nun ve Kuzey Afrika’nın Türkleşmiş olması gerekmez miydi? Doğu Anadolu, Irak ve Suriye’de Kürtçe konuşan kalır mıydı?
Bu büyük millet, kılıcının hakkıyla fethettiği topraklara sadece adalet ve nizam götürmüştür. İnsanlık götürmüş, ahlak, erdem ve fazilet götürmüştür. Refah, zenginlik, imar götürmüştür. Ve ne hazindir ki karşılığında ise sadece ve sadece ihanet görmüştür!
Bugün dünyada anlı şanlı ülkelerin bile bin Suriyeli sığınmacıyı topraklarına kabul etmediği, bunu büyük bir yük ve sıkıntı gördüğü bir ortamda yine bu millet elini taşın altına koymuş, milyonlarca sığınmacı bu topraklara kabul edilmiş, bütün ihtiyaçları karşılanmış ve güvenlikleri sağlanmıştır. Öyle ki Suriyeli sığınmacılara da Türkçe konuşma şartı yine konmamış ve bu milyonlar bildikleri gibi özgürce (alabildiğine özgür, ev sahibini bile bastırır şekilde, cüretkârca) yaşamalarına izin verilmiştir.
Her konuştuğunda Ermeni yalanlarına sarılıp “zırva tevil götürmez” dedirten saçmalamaktan, zırvalamaktan bıkmayan, bu milletin geçmişini “soykırım” ile karalayamaya çalışan ABD Başkanı Biden, acaba birkaç milyon Suriyeliyi vatanına neden kabul etmiyor? Suriyelileri “Suriyesiz” bırakan ABD, Türk milletine insanlık dersi verecek en son ülkedir!
Suriye’yi parselleyen Rusya kaç bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor acaba?
Ve TBMM’ye kadar uzanan vekalet maşalarının marifetiyle kendi topraklarımızda alenen bizlere hakaret edilmektedir! Milletvekilliği düşürülen HDPKK milletvekili gibi bu da kaçıp gitmeden gereken yapılmalı ve bu taşnağın vekilliği acilen düşürülüp, tutuklanmalıdır.
Türk milleti bıktı!
Meclis'te, bu ülkenin birlik ve beraberliğini bozmak için çaba harcayan, PKK denen terör örgütüyle organik bağı bulunduğu herkes tarafından alenen bilinen bir partinin bu ülkenin Millet Meclisi'nde bulunması kabul edilemez!
Bu parti acilen kapatılmalıdır.
Hasılı gelinen bu son noktada herkes iyice düşünmelidir. Gelecekte türlü ittifaklarla devleti yönetecekler içinde olma ihtimali bulunan bu ayrılıkçı partinin devletin kılcal damarlarına nüfuz etmesi tehlikesi acaba sadece bana mı çok korkunç geliyor?
Bu ihtimal sizce de korkunç değil mi?