Razı olmak!

A -
A +
Bütün mesele bu galiba…
 
Razı olmak veya olmamak. Çağ insanı alın teri dökmeden, çaba harcamadan, emek vermeden, uykuları göze haram etmeden kestirme ve kısa yoldan büyük paralar kazanmak, önemli mevkiler elde etmek, hayal ettiğini gerçekleştirmek için “ahlak” kaidelerini ve asırların süzgecinden geçmiş bütün ahlaki normları ezip geçiyor bir bir…
 
Çağ insanı menfaati ve kendi şahsi ikbali için her türlü gayrimeşru eylemi hayata geçirmekte bir beis görmüyor ne yazık ki! Materyalizm çağ insanını esir almış. Ünlü düşünür Ataullah İskender’in hiç unutmadığım şu sözlerini bütün caddelere ve sokaklara asmak isterdim doğrusu:
 
“Talep şan değildir. Razı ol, şan da senindir, nam da. Varlığını bilinmezlik toprağına göm. Melâl içindesin. Yoksul olduğunu düşünüyorsun. Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır. İçindeki yoksulluğu hissediyor musun? İşte senin için en hayırlı vakit. Unutma, ihtiyaç mütemadidir.
 
Kederle dolusun. Merak ve endişe içindesin. Demek ki hakikati göremiyorsun. Karamsarlığın kaynağı ışıktan uzak durmaktır. Gayret atına bin, himmet dile ve ümîd et. Bidayeti parlak olanın nihayeti de parlaktır.”
Evet çağ insanı, içindeki yoksulluğu, çokça dünya nimetini elde ederek gidereceğini düşünse de bu ihtiyacın mütemadi olduğunun farkında değil ve nefis doğurganlıkta sınır tanımıyor, durmadan istiyor, istiyor, istiyor!
 
Ve en sonunda kendi hakkı olmayana el atıyor, başkasının emeğinin üzerine çöküyor, çalıyor, çırpıyor, haksızlık yapıyor, can yakıyor, ağlatıyor! Kendisi için lazım olanın bir başkası için hayati bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyor bile. Öylesine umarsız öylesine bencil öylesine aymazlık içinde kendi hakkı olmayanı istiyor, alamayınca hile yapıyor veya yaptırıyor!
 
Son birkaç gündür KPSS sınavında sorulan soruların alıntı olduğu iddialarını konuşuyoruz. Böyle bir utanmazlık ve aymazlık yok! Bir soru değil, iki soru değil üç soru değil! Daha önce yayınlanmış, piyasa olmuş sorular, insanların gelecekteki hayatını direkt etkileyebilecek hayati öneme sahip bir sınavda soruluyor ve kimi insanlara haksız fırsatlar sunuluyor.
 
Bu asla ve kata bir hata değildir!
 
Bu aleni, kasıtlı yapılmış kirli ve ahlaksız bir eylemdir. Bu eylem çok boyutlu değerlendirilmelidir. Arkasında çok farklı odakların çıkması kuvvetle ihtimaldir. Bu ahlaksızlıkla bugüne kadar acaba kaç bin insanın canı yandı diye düşünmeden edemiyor insan!
 
ÖSYM Başkanı’nın görevden alınmış olması yüksek seviyede bir tepkidir aslında. Ancak bu kirli ve ahlaksız eylemde ÖSYM Başkanı’nın dahli olduğunu düşünmüyorum zira ilgili alanın sorularını hazırlayan kimselerle doğrudan ilgilidir. Bir kurum başkanının bütün soruları bilmesi, anlaması, takip etmesi fiziken mümkün değildir. Zaten kurum başkanlarının görevi de bu değildir. Ancak işlenen bu cürüm başlı başına bir kumpas, entrika ve ahlaksız bir harekettir.
Bu kurum tepeden tırnağa araştırılmalıdır.
 
Soruları hazırlayan, değerlendiren, analiz eden bütün sorumlu kişiler ifşa edilmeli ve çok büyük cezalar verilmelidir ki ibreti cihan olsun! Çocuklarımızın yarınlarını çalan bu hırsızlara, bilindik hırsızlardan daha ağır cezalar verilmelidir zira bunlar güveni kötüye kullanmış ve yüz binlerce insanın umudunu çalmışlardır.
 
Hasılı, hakkına razı olan her birey, toplumu oluşturur, ahlaklı bir toplum da bir ülkeyi güçlü kılar ve birlik, beraberlik ülküsü pekişir... Bu tür sahtekârlıklar ise bir toplumu çürütür, kokuşturur ve ülkeyi güçsüz kılar.
Razı olmak gerek…
Acımıza, hüznümüze, yoksulluğumuza, yoksunluğumuza, kayıplarımıza, bize düşen her şeye!
Öyle değil mi?
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.