Tünelin ucunda ışık var mı?

A -
A +

Türkiye beklenen büyümeyi gerçekleştiremedi ama şartları içinde değerlendirildiğinde yine de iyi.  Önümüzdeki senelerde daha da iyi olması mümkün.

Üçüncü çeyrekte büyüme yüzde 1.7 olarak gerçekleşti. Bu da gösteriyor ki Türkiye yüzde 2.5 oranında bir büyüme ile kapatacak 2014'ü. Dünyanın ortalama büyüme oranıyla mukayese edildiğinde hiç de fena değil bu büyüme. Kendi performansına bakıldığında ise az. Hele işsizlik oranı yüzde 10.5 olmuşken hepten az.

Gene de morali bozmamak lazım. Şayet Türkiye, pazarı sayılan komşu ülkelerde kriz ve kaos yaşanırken yüzde 2.5 büyümüşse bu bir başarıdır. Rusya, Ukrayna, Irak, Suriye başta olmak üzere komşu ülkeler öyle ya da böyle istikrara kavuşacak ve yatırımlarına kaldıkları yerden başlayacaklar mutlaka. Bu da Türkiye'nin önümüzdeki senelerde yine yüzde 8'lik büyümeleri gerçekleştireceği anlamına geliyor.

Bugünlerde en sık muhatap olduğum sorulardan biri, "bu şartlarda yabancı sermaye gelir mi" sorusu oluyor? Önemli bir soru.

Türkiye 3 saatlik bir uçuşla 1 milyar 500 milyon nüfuslu bir pazara ulaşabiliyor. Böyle bir şansı olan ülkeye yabancı sermayenin eli mahkûm. Ayrıca doğrudan yatırım için gelen yabancı sermaye en az 20 senelik bir plan yapıp öyle geliyor. 20 sene içinde bir ya da iki senenin ne önemi olur ki?

Dolayısıyla ümitsizliğe kapılmayı gerektiren bir durum yok ortada. Hele petrol varil fiyatının 60 dolara indiği bir dönemde hiç yok.

Davutoğlu Hükümeti'nin hayata geçirdiği Orta Vadeli Program (OVP) olumlu tedbirler içeriyor. Bunu da göz ardı etmemek lazım.

Makro tedbirlerin yanı sıra Ar-Ge ve inovasyona öncelik veren bir politika bu. Kamu tasarrufuna itina gösterileceğini Başbakan Ahmet Davutoğlu söyledi altını çize çize. Kamu ihalelerinde yerli malı kullanmaya azami dikkat gösterileceği var bir de ki, bu konu üzerinde hassasiyetle dururlarsa; Türkiye ekonomisi çok büyük bir ivme kazanır.

Sağlık alanı mesela. Türkiye son senelerde sağlık sektörünün ihtiyacı olan birçok araç gereci ve malzemeyi üretir duruma geldi. İhraç da ediyor ama iş Çin malı ürünlerle rekabet etmeye geldi mi, zorlanıyorlar?

Basit bir örnek vereyim. Enjeksiyon aleti mesela. Türkiye'de çok kaliteli enjeksiyon cihazı üretiliyor. Gel gelelim Çin'den de geliyor bu ürün ve çok ucuz. Hastaneler, Çin malını satın alıyorlar ve hastaya ilaç enjekte ederken bu aletler problem çıkarıyor. "Hemşirenin beceriksizliği" denip konu kapatılıyor. Değil halbuki!

Buna benzer yüzlerce örnek verebilirim. Şayet en büyük alıcı olan kamu, yüzde 15-20 daha pahalı olsa da yerli malı kullanmaya özen gösterirse, yerli üretici hem rekabet etme şansına kavuşur, hem de ihracatını misliyle arttırır.

Türkiye'nin en zayıf noktalarından biri de iç tasarrufun yetersiz olması. Hükümetin aldığı son kararlar tasarrufu teşvik edici olması yönünden bilhassa önemli.

Çözüm süreci var bir de. Zaman zaman geri sarmalar olsa da süreç işliyor ve Türkiye bugün yarın terörden kurtulacağa benziyor. O da ekonomik ve sosyal bir moral olacak tabii...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.