Tek derdimiz faiz değil ki

A -
A +

Türkiye ekonomisi gelecekte dünyanın 10 büyük ekonomilerinden biri olsun isteniyorsa, bir an önce reform yapmak lazım.
ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen "Haziran ayına kadar faiz artırımı olmayacağı" sinyalini verdi piyasalar sakinleşti. Merkez Bankası da uyguladığı üç faizin üçünde birden indirim yaptı. Politika faizini 25 baz puan indirdi ve yüzde 7.75'ten yüzde 7.50'ye çekti. Tavan faizi ise yüzde 11.25'ten yüzde 10.75'e, taban faizi de 7.50'den 7.25'e indirdi. Şu anda yüzde 16-19 arasında değişen ihtiyaç kredisinin yarım puan aşağı inmesi bekleniyor.
Neresinden bakarsak bakalım tüketici kredilerinin de sanayicinin kullandığı kredinin de faizi yüksek; inmesi lazım. Da... Merkez Bankası temkinli gidiyor; onu ne yapacağız?
Şunu peşinen kabul etmek lazım ki, Türk sanayicisinin faizden önce başka problemleri var, onların da iyileştirilmesi gerekiyor; hem de acilen.
Sanayinin yüzde 98'ini KOBİ'ler oluşturuyor. KOBİ'lerin yüzde 90'ı ise yapısal iyileştirmeye ihtiyaç duyuyor. Bilgiye ulaşmada yetersizler. Dünyadaki değişimi takip etme kabiliyetleri eksik. Katma değeri yüksek ürün üretme konusunda zaafları var. Kümelenemiyorlar.
Türkiye'nin ucuz işçilik avantajı bitti. Asya, Doğu Avrupa ve hatta Afrika ülkeleri Türkiye'den çok daha ucuza mal üretebiliyorlar artık. Türkiye'nin ileri teknoloji ürünü üretip satması gerekiyor. Şayet bunu yapmazsa, sanayi ciddi sarsıntı geçirir.
Dolayısıyla Türkiye'nin bilgiye, Ar-Ge'ye, inovasyona, insan kaynaklarına yatırım yapması gerekiyor. Yatırım, adı üstünde geleceğe yönelik bir eylemdir. İş adamı önünü göremez, geleceğin iyi olacağına kanaat getirmezse yatırım yapmaz. Yabancı sermaye gelmez.
Halbuki Türkiye'nin yatırıma da yabancı sermayeye de ihtiyacı var. Yabancı sermaye "kayıt dışını", "yolsuzluğu" ve "hukuki altyapının yetersizliği"ni bahane edip gelmiyor. Yerli yatırımcı da kâh kendi yetersizliğinden kâh reformların gecikmiş olmasından korkup pozisyonunu iyileştirmek için harekete geçmiyor.
Sanayi üniversite işbirliği bir türlü uygulamaya sokulamadı. Fikri mülkiyet haklarının korunması ve teşvik edilmesi konusunda birçok eksiklik mevcut. Türkiye'de 50 civarında teknokent olmasına rağmen, beklenilen sonuç henüz alınabilmiş değil.
Davutoğlu Hükümeti'nin aldığı olumlu kararların bir an önce uygulamaya sokulması gerekiyor. Türkiye'nin geleceği teknolojiye bağlı. Türkiye artık marka olmalı. KOBİ'leri yapılandırıp gerçekleştirebilir aslında bunları. Ancak, unutmamak lazım ki, "Marifet iltifatı tabi." Türk sanayicisine güven verilmeli ve destek edilmeli.
Faizin inmesi Türkiye'nin meselelerini çözmüyor yani. Türk yatırımcı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan çok bütün dünyanın yaptığını yapıyor ve ABD Merkez Bankası'nın aldığı ya da alacağı kararlara bakıyor. Gayet doğru bir bakış bu.
Türkiye'nin kendi iç sesini dinleyebilmesi için güçlü olması lazım. Güçlü olması için ise sanayisini desteklemesi ve yapısal reformları vakit kaybetmeden gerçekleştirmesi gerekiyor.
Ayrıca çok önemli bir husus daha var: Bankalar kredi verdikleri KOBİ'nin riskine göre faiz uyguluyor. Ödeme kabiliyeti yüksek olana düşük, düşük olana ise yüksek faiz uyguluyorlar. Ki, bu, çok daha önemli.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.