Kadın Hakları ve Kadın Kimliği

A -
A +

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, modern kent ve iş yaşamında yeni bir kimlik ile varlık bulan modern kadının ağır trajedisi anısına kutlanmaktadır. New York'ta bir tekstil fabrikasında 8 Mart 1857 tarihinde daha iyi çalışma koşullarına kavuşmanın mücadelesini verirken can veren 129 'emekçi kadının' trajedisi. Kadını bu ve benzeri yaşam trajedilerine mahkûm eden zihniyetin tarihi kökleri oldukça derinlerdedir. Antik felsefeden modern felsefeye, kadim kültürlerden modern kültürlere ve dinlere kadar, kadını aşağılayan eril bir tarihsel söylem hüküm sürmektedir. Otoriter bir dil ile örülmüş olan bu ataerkil söylem, nâkısalar, zaaflar ve kusurlarla bezeli 'sorunlu bir kadın imgesi' üretmiştir. Ontolojisi çarpıtılmış bir insan tasavvuruna dayalı olan söz konusu tarihsel imgeyi Roger Garaudy şu ifadesi ile veciz biçimde ortaya koymuştur: "Altı bin yıllık ataerkil toplum yapısı kadın boyutu yönünden kötürüm kalmıştır."
Kadının 'insan olup olmadığı ve/ya ruhunun olup olmadığı' gibi seviyesiz tartışmalar üreten düşünce ve doktrinlerin var ettiği kültürel kodlar, kadını 'ikincil bir varlık' olarak konumlandırmıştır. Akıl ve irade sahibi bir varlık olması yönüyle 'hakların öznesi olan insana' dair tasavvur, cinsiyetçi bir ayrımcılıkla parçalanmıştır. Felsefi düşünce, doktrin ya da çarpık din anlayışından beslenen söz konusu kültürel kodlar, en üstün ahlaki değer olan 'insanın değerini' yalnızca erkeğe özgülemiştir.
Tarihsel olarak 18. yüzyılın ortalarından itibaren haklar bildirgeleri ile birlikte varlık gösteren hak mücadelelerine kadın hakları söylemleri de eklenmiştir. Bu süreçte kadın kimliği, özgürlük ve eşitlik taleplerinin öznesi olarak varoluş çabası vermiştir. Kadın hakları savunusu olarak ortaya çıkan bu mücadele, daha sonraki yüzyıllarda cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelesine dönüşmüştür. Sosyal ve siyasal alanda eşitlik temelinde kadının var olabilmesinin zorlu savaşımı verilmiştir. Derin tarihsel köklere sahip olan çarpık kadın tasavvurunun üretmiş olduğu cinsiyetçi davranış kalıplarına karşı çabalar biteviye sürmektedir.
Kadın hakları savunusu bağlamında cinsiyet ayrımcılığını önleme ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temin etme amacına matuf olarak geliştirilen feminist kuramlar ve eylem stratejilerine rağmen, ne yazık ki kadınlar, şiddetin en geniş mağdur kitlesidir. Dünyada giderek artan düzeyde toplum sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkan kadına yönelik şiddet olgusu toplumsal, kültürel ve sosyo-psikolojik travmalara yol açmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığına dayalı bir insan hakları ihlali olduğu kabul edilen 'kadına yönelik şiddet', yıkıcı bedensel, sosyal ve ekonomik bilanço ortaya çıkarmaktadır. Ne yazık ki kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin trajik öykülerinin toplum vicdanında ortaya çıkardığı derin teessürle Dünya Kadınlar Gününü kutlayacağız.
Kadın hakları savunusunun temel tezlerinden birisi, kadın kimliğinin özel alana hapsedilmemesi ve kamusal alanda daha fazla görünür olmasıdır. Ancak kamusal alana egemen olan rekabete dayalı iktidar ilişkileri kadın kimliğini yaralamaktadır. Kadını cinsel bir obje olarak metalaştıran kapitalist liberal ekonomik ve sosyal düzen kadını çaresizleştirmektedir. Cinsiyetçi bir paradigma ile kadını kamusal alanda cinselliğe mahkûm eden bir rekabet düzeni üretilmiştir. Kadın kimliği, küresel ekonomik düzende erkek egemen kültüre hizmet amacıyla araçsallaştırılmıştır. Modern kent ve iş yaşamının hoyrat erilliği ile mücadele eden 'kadın kimliği' örselenmiştir. Kapitalist düzenin ağır rekabet koşulları altında kamusal alanda var olabilme çabasında olan kadın, kadınsı özelliklerinden feragat etme ve hatta erilleşme tutumlarını benimsemek durumunda kalmıştır.
Bugün modern kadın kimliği, geleneksel kültürel kodlar ile küresel sosyo-ekonomik düzenin öngördüğü kadın imajları arasında sıkıştırılmış; kadın hakları da cinsel kimlik, kamusal görünürlük ve istihdam meselelerine indirgeyen yaklaşımlarla kuşatılmıştır. Bu kuşatmayı ortadan kaldıracak bir bilinçlilik düzeyine ihtiyacımız olduğu kesindir.
Yüksek insani duyarlılık ve zarafeti ile kadın ruhunun çağımıza maya çalması dileğiyle, Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.