Eksantriklik iş yapar

A -
A +

Bir tiyatrocu hanım çıktı; 'kurban kesmek yasaklansın' dedi. Dini konulardaki saçmalamaları artık hezeyan kıvamına gelen bir tüccar ilahiyatçı ise 'kurban kesmek yerine fakirlere ayakkabı dağıtın' dedi; vacip ibadet (kurban) ile ihtiyari ibadeti (sadaka) birbirine kattı. Geçenlerde de bir başka kadın yazar 'CHP yüzünden M.Kemal'den nefret ediyorum' diyerek kendince ezber bozuyordu, başındaki örtünün toplayacağı dikkati de hesaba katarak... Bir başka mütesettir 'yaşam koçu' da 'çok eşlilik' hakkında, dini hükümleri eğip bükerek sansasyonel olma hevesine düşmüştü bir süre önce... Bunun gibi çok örnek sıralanabilir. Sorsanız 'ezber bozmaktan, alışılmış kalıpların dışına çıkmaktan' filan bahsedeceklerdir. Usul ve üslupları farklı olsa da hepsinin amaçları aynıdır: Cilalı imaj çağında sansasyonla ilgi çekmek ve kendinden bahsettirmek... Negatif popülaritenin de 'para yaptığı' asimetrik ve tek yönlü bir iletişim düzeninin ürünüdür bu 'eksantrik tipler'... Bir gün herkesin 15 dakikalığına meşhur olacağı bir çağ geleceğine dair, Andy Warhol'a atfedilen sözü duymuşsunuzdur. Bu çağ tam da o çağ işte... Sansasyonun, hatta absürdlüğün, müstekrehliğin ünlü olmanın kısa ve kolay yolu olduğu çağ... Tabii bu tanınmışlığın paraya, menfaate tahvil edilmesi için de, 'taşıyıcı mecra' olan medyanın kullanıldığı bir çağ... Tuhaflığın, acayipliğin müşterisi oldukça da bu abukluklar devam edecektir. Fazla önemsemek, hatta ciddiye alıp cevap vermek, tepki göstermek, eksantrik olmaya çalışanların değirmenine su taşımaktan öteye bir fayda da sağlamaz. Geçtiğimiz yüzyılın başında 'türlü acayiplikler yapan' insanlar panayırlarda, saraylarda filan gösteriler yapar, davranışları ve sözleriyle insanları eğlendirirlermiş. Karşılığında da para kazanırlarmış. Bugün de aynı devran sürüyor. Sadece mecra değişti; dünün panayırları yerine bugünün TV şovları, tartışma (!) programları var. Kızmaya, köpürmeye hacet yok; meşrebinize göre, gülüp geçin veya ibretle izleyip halinize şükredin. >> Bayram mevzuları Her kurban bayramı, klişelere gark olmuş medyamızın değişmez haberleri vardır. Kaçan kurbanlık danalar, onları kovalayan güruh, 'acil servisleri dolduran' acemi kasaplar, kurban kanıyla rengi değişen İstanbul Boğazının helikopterle çekilen görüntüleri filan... Bir de her bayramda, bir defaya mahsus 'ilginç' haberleri vardır. Bu bayramın ilginç haberi Tekirdağ'dan: Müftü bayram namazı vaazında cemaate 'Karahisar türküsü'nü okumuş. Tabii güftesini, türkünün nağmesini değil.. Gerçi camilerde 'nağmesiyle türkü okunacağı günlerin -maalesef- çok da uzak olmadığını hissediyorum ama mevzumuz bu değil... Müftü, cemaati bayramlaşmaya teşvik için türkünün sözlerini misal göstermiş. Ne diyelim, Allah encamımızı hayreylesin. Bayramınız mübarek olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.