Seçilme yaşı ve milletvekili sayısı

A -
A +
Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik, “hayır” cephesinin alttan alta sorunsallaştırdığı meselelerden biri de seçilme yaşının 18’e indirilmesi ve milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılmış olmasıdır. Aslında bu iki düzenlemenin cumhurbaşkanlığı sistemi ve hükûmet modeli ile ilgili doğrudan bir ilişkisi yok. Bu düzenlemeler daha çok demokratik haklar ve temsilde adaletin sağlanması ile ilgili. Bu açılardan bakıldığında bu iki düzenlemeye yönelik olarak “hayır” cephesi yüksek sesle karşıt bir söylem üretmedi. Ancak, alttan alta ve konuyu mecrasından saptırarak bu iki mesele “hayır” oyları için bir motivasyon aracı olarak kullanılmakta. Şöyle ki, 18 yaşında bir bireyin askerliğini yapmadığı, dünyayı tanımadığı ve eğitimini bitirmediği gibi argümanlarla bu mesele sorunsallaştırılmakta. Özellikle orta ve üst yaş seçmen grupları için bu argümanın “hayır” için bir gerekçe olabileceği varsayılmakta. Doğrudan 18 yaşında milletvekili olmaya karşı çıkamadıkları için milliyetçi seçmene yönelik bir kurgu ile mesele gündemde tutulmakta. Böylece, 18 yaşında milletvekili olacak kişinin askerlik durumu üzerinden bir propaganda yürütülmekte. Ancak, Türkiye’nin 18-25 yaş aralığında 6,6 milyon genç seçmeni olduğu için, bu düzenlemeye karşı çıkanlar, açıktan itirazlarını bir kampanyaya dönüştüremiyorlar. Bu anlamda kaçak güreşiyorlar. 18 yaşına girmiş bir bireyin hak ehliyetine sahip olduğu için siyasi haklara da sahip olduğu ve siyasi rüşt yaşına da eriştiği evrensel bir yaklaşımdır. Dünya uygulamalarına bakıldığında, 51 ülkede milletvekili seçilme yaşı 18’dir. Diğer ülkelerin önemli bir kısmında da seçilme yaşı 21 olarak düzenlenmiştir. Toplumsal hafızada seçme seçilme üzerinden erken yaşların sorunsallaştırılması, 1980 cunta darbesinin siyasi kültüre enjekte ettiği bir virüstür. 1980 darbesine giden süreçte üniversiteli gençlerin anarşiyi hızlandırdığı argümanı ile darbe sonrası gençlerin siyasi hayata geç katılmasına yönelik argümanlar ileri sürülmüştür. Bu bağlamda gençlerin “apolitik” olması için uzun süre seçme ve seçilme yaşının erkene alınmasını önlemeye dönük bir propaganda yürütülmüştür. Bugün hâlâ, siyasi hakların erken yaşlara alınmasına karşı çıkanların zihin dünyası 1980’lerden beslenmektedir. Diğer taraftan, 550 milletvekili sayısının 600’e çıkarılması da farklı bağlamlar üzerinden popülist söylemlerle sorunsallaştırılmaktadır. Öncelikle şunu belirtelim. Milletvekili sayısının artması üzerinden, milletvekillerinin konumunun, aldığı maaşın ve özlük haklarının sorunsallaştırılması, siyaset karşıtı zihniyetle ilgili bir husustur. Milletin seçtiği vekillerin, genellikle mali konular üzerinden itibarsızlaştırılması, vesayetçi bürokratik mekanizmalar tarafından geçmişte bilinçli olarak yapılmıştır. Kendilerini devletin temsilcileri olarak “dürüst” seçilmişleri, yani halkın temsilcilerini ise tam tersi bir konumda göstermek için bunu yapmışlardır. Böylece siyasi alandaki etkinliklerini devam ettirecek meşruiyeti oluşturmayı amaçlamışlardır. Bugün benzer bir yaklaşımla, milletvekili sayısının artmasına karşı çıkmak her şeyden önce bunu yapan partinin kendi milletvekillerine yönelik saygısının olmadığı anlamına gelir. Milletvekili sayısının artması çoğu zaman teknik yönü olan bir meseledir. Nüfus artışı ve bir milletvekiline düşen seçmen sayısındaki bölgesel farklılıkları azaltmak için böyle bir yola başvurulur. Diğer taraftan, meclisin etkin ve verimli çalışması açısından da milletvekili sayısının makul bir düzeyde tutulması gerekir. 1982’de milletvekili sayısı 400 iken, toplam seçmen sayısı 20 milyonun biraz altındaydı. 1987’de milletvekili sayısı 450’ye çıkarıldığında seçmen sayısı yaklaşık 26.4 milyondu. 1995’te yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili sayısı 550 olarak belirlenirken, toplam seçmen sayısı 34.1 milyon, milletvekili başına düşen seçmen ise 62.1 bindi. Bugün ise seçmen sayısı 56.9 milyon, milletvekili başına düşen seçmen sayısı ise 103.5 bindir. Bu rakamlar genel ortalamayı vermektedir. Ancak sorunun büyüğü, İstanbul gibi büyük iller ile nüfusu çok az olan bir il arasındaki oransal farktadır. Bu açılardan bakıldığında, seçmen yaşının 18’e indirilmesi ve milletvekili sayısının 600’e çıkarılması, aslında daha çok temsilde adalet üzerinden değerlendirilmesi gereken bir konudur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.