Usulsüzlüğün olağanı olur mu?

A -
A +
YSK, önüne gelen itiraz dosyalarında sunulan delillere bakarak karar verecek. Türkiye’de seçimlere itiraz ilk kez de yapılmıyor.
YSK bu konuda son karar mercii ise zaten partilerin bu karara uymaktan başka seçeneği de yok.
İstanbul seçimleri ile ilgili YSK’nın nasıl bir karar vereceği bu yazı yazıldığında belli değildi.
İstanbul seçimleri ile ilgili kamuoyunun takipçisi olması gereken esas husus, YSK’nın ne karar vereceği ile ilgili olmamalı.
Esas takipçisi olunması gereken, seçimlerinde organize bir usulsüzlüğün yapılıp yapılmadığı meselesidir.
Organize bir usulsüzlük yapıldıysa, bunu yapanların kimler olduğu, usulsüzlüklerin nasıl yapıldığı, hangi boyutta olduğu ve bu usulsüzlüğü planlayanların ve gerçekleştirenlerin FETÖ ile doğrudan bir ilgisinin olup olmadığı net olarak ortaya çıkarılmalıdır.
AK Partili yetkililerin seçimlerle ilgili açıklamalarında dile getirdikleri hususlara bakıldığında İstanbul seçimlerine yönelik bir müdahalenin yapıldığı anlaşılıyor.
En azından şu an için geçersiz oyların yeniden sayılması ve maddi hataların düzeltilmesinden dolayı 31 Mart gecesinde 29 binlerle ifade edilen fark, AK Parti lehine 14 bine kadar indi.
Seçimlerin yenilenip yenilenmeme tartışılmasını bir tarafa bırakalım. Yeniden sayma ve düzeltme ile ilgili süreçlerin ardından bu kadar farkın nasıl oluştuğunu hiç sormayacak mıyız?
Bazı gazetecilerin iddia ettiği gibi “bunların her seçimde olan olağan yanlışlar” olduğuna mı inanacağız.
İnsan hatasından kaynaklı “sehven yapılmış hatalar” deyip geçecek miyiz?
Ya da Maltepe’de ortaya çıkan sandık kurullarının oluşumunda seçim mevzuatına aykırı olarak, sandıklarda görevlendirmelerle ilgili meselenin tam aydınlığa kavuşması için sesimizi çıkarmayacak mıyız?
İstanbul seçimlerine yönelik dile getirilen usulsüzlük iddialarla ilgili yazdığımızda bazı çevreler “Hani Türkiye’de seçim güvenliği çok sağlamdı, muhalefet öne geçince mi güvensiz hâle geldi” diye itiraz ediyorlar.
Bunu söyleyenler, bir gün önce “şayet seçimlerde ‘usulsüzlükler’ ‘organize işler’ olduğuyla ilgili AK Parti somut delillere sahipse, neden ‘bu şaibeli oyların’ yeniden sayımını istiyor da doğrudan seçimin iptali için başvurmuyor?” itirazını dile getiriyor; bir gün sonra, AK Parti seçimlerin yenilenmesi için başvuru yapınca da, bu itirazı “seçimin iptali propagandası” olarak değerlendirmeyi tercih ediyor.
Bununla da yetinmeyip, “seçimlere hile karıştırmayı düşünenler, işini garantiye almayıp niçin sadece 15 bin farkla böyle bir riski almışlar” diyerek ortaya çıkartılan usulsüzlükleri küçümsüyor.
Bu güne kadar AK Partili yetkililer İstanbul seçimlerine ilişkin itirazlarını dile getirirken, sürekli olarak sürecin patronu olarak YSK’yı işaret ettiler. Seçimlerin yargı denetiminde olduğunu vurguladılar.
YSK ve dolayısıyla yargının vereceği karara da razı olduklarını sürekli söyleme ihtiyacı hissettiler.
Örneğin en son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’dan dönerken gazetecilere yaptığı açıklamada “YSK verir kararı, isterse 1 oy fark olsun. Orası bu kararı verdiği zaman, ‘eyvallah o zaman başım gözüm üstüne’ dersin. Ama nihai mercii neresi, orası… Gelin tam manasıyla itirazları ortadan kaldıralım, şaibe şu bu kalmasın, YSK da noktayı koysun, biz de öper başımıza koyarız” diyerek en net şekilde meseleye bakışını ortaya koyuyor.
Ancak Erdoğan ve AK Partili yetkililer meseleye bakışlarını net olarak bu şekilde ortaya koymalarına rağmen, muhalefet iktidarın YSK’ya baskı yaptığını iddia ediyor.
İddialarla da yetinmeyen muhalefet liderleri Akşener ve Kılıçdaroğlu bir araya gelerek 7 maddelik bir bildiri ile YSK üzerinde baskı kurmaya çalışıyor.
İstanbul seçimlerine yönelik organize usulsüzlük iddialarının tam anlamıyla açıklığa kavuşturulması sadece bugünün meselesi değildir. Gelecekte seçimlerin güvenliğine yönelik bir kuşkunun ve şaibenin oluşmaması için de önemlidir.
Kimin kazandığı ve kaybettiğinden bağımsız olarak, İstanbul seçimleri ile ilgili ortaya çıkan usulsüzlük iddialarının takipçisi olunmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.