Karar YSK’nın

A -
A +
Bu yazı yazıldığında, YSK’nın İstanbul seçimleri ile ilgili itirazları karara bağlamak için yaptığı toplantı devam ediyordu. Karar bugün de çıkabilir. Partilerin sunum ve itirazlarının sürelerine bağlı olarak uzayabilir de.
YSK’nın toplantısı, hem AK Parti hem de MHP’nin başvurularının karara bağlanmasına yönelik.
AK Parti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının seçimlerinin iptali ve seçimin yenilenmesi talebiyle olağanüstü itiraz hakkını kullanmıştı.
Ayrıca Büyükçekmece seçim sonuçlarına yönelik de başvurusu bulunmaktaydı.
MHP ise İstanbul’un tümü ve Maltepe ilçesi seçim sonuçlarına yönelik YSK’ya itirazda bulunmuştu.
AK Parti’nin, İstanbul seçimleri ile ilgili itirazının ana çerçevesini “organize usulsüzlük” yapıldığı iddiası oluşturdu.
“Organize usulsüzlük”e gerekçe olarak da; geçersiz oylar yeniden sayıldığında düzeltmelerin çoğunluğunun AK Parti lehine çıkması, oy pusulalarında yapılan usulsüzlüklerin ve oy kaydırmalarının hep Binali Yıldırım aleyhine olması ve sandık kurullarının belirlenmesinde çok büyük sayıda sandık görevlisinin usulsüz olarak belirlenmesi gibi hususları gösterdi.
Her seçimde, insan unsuruna bağlı olarak sehven hatalar olur. Hatta sandık görevlilerinin bazıları bilinçli olarak da usulsüzlük girişiminde bulunabilir. 
Bu hatalar, seçimin sonucunu değiştirecek düzeyde ve itiraz edilmişse, seçimler iptal olur. Bugüne kadar hemen hemen birçok seçim iptal oldu da.
Ancak, önceki seçimlerdeki yapılan itirazlardan farklı olarak, AK Parti, İstanbul seçimleri ile ilgili normal prosedürel itirazın ötesinde, “organize” ve “örgütlü” bir müdahalenin yapıldığını iddia etti.
İtirazda dile getirilen iddiaların çok boyutlu olmasından dolayı, YSK’nın İstanbul seçimleri ile ilgili karar verme süreci de uzadı. Sürenin uzaması çeşitli açılardan eleştiriye konu oldu.
Kuşkusuz, sürenin uzamasında AK Parti’nin başvurusunda iddia ettiği konu başlıklarını araştırmak için zamana ihtiyaç duyulmasıydı.
Eğer seçimlerde, “organize” ve “örgütlü” bir usulsüzlük yapıldıysa ancak ilgili kurumların tespit çalışmasından sonra ortaya çıkarılabilecekti. 
Gelinen süreçte, seçimin iptal edilip ya da edilmemesi kadar, YSK’nın kararında önemli olacak husus, seçimlere “organize” ve “örgütlü” bir müdahalenin yapılıp yapılmadığıdır.
Seçimlere yönelik, “organize” ve “örgütlü” bir müdahalede bulunulduysa, bunun tespit  edilebileceği ve itiraza konu olan en önemli hususlardan biri, sandık kurullarında görev alacak devlet memurlarının seçilmesi ile ilgili dile getirilen usulsüzlük ve kanunsuzluk iddialarıdır.
YSK’nın verdiği ara kararda, AK Parti’nin “6 bin 539 sandıkta sandık kurulu başkanının ve 13 bin 84 sandıkta sandık kurulu üyesinin kamu görevlisi olmadığı” iddiasının araştırılmasına karar verilmiş ve muhatap kurumların cevapları YSK’ya iletilmişti.
Bu gelişmeler yaşanırken aynı zamanda, Maltepe, Kadıköy ve Ataşehir’de sandıklarda usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin, suç duyuruları kapsamında 32 ayrı soruşturma başlatılmıştı.
YSK’nın gerekçeli kararında, sandık kurullarında görev alan başkan ve başkan yardımcıları ile ilgili iddialar soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde netleştirilmelidir.
YSK ile ilgili yazdığım yazıların tümünde bir konuyu sürekli vurguladım. Önemine binaen bir kez daha vurgulayayım.
İstanbul’da seçimlerin yenilenip yenilenmeme kararının ötesinde, YSK’nın seçimlerle ilgili usulsüzlük iddialarının tümünü, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak şekilde açık ve şeffaf olarak ortaya koyması gerekmektedir.
YSK’nın vereceği karar, 31 Mart seçimlerinin sıhhati açısından önemlidir. İstanbul seçimlerinin meşruiyeti bakımından önemlidir. Bunun yanında Türkiye’nin gelecek seçimlerinin sıhhati ve güvenilirliği açısından önemlidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.