Geçmişin darbe uzmanlarının 15 Temmuz algısı

A -
A +
Türkiye’de sol ve sosyalist kesimlerin bir bölümü, 1980 darbesinden sonra darbe karşıtı olmuşlardı.
Çıkardıkları belli başlı dergilerde, yazdıkları gazetelerde, akademik makalelerinde ve yayınladıkları kitaplarda darbeler üzerine epeyce literatür oluşturdular.
Darbelerin ne kadar kötü olduğunu söylediler. Darbe ve darbecilerle yüzleşmekten bahsettiler. Haklı olarak darbecilerin yargı önünde hesap vermesi gereğini öne çıkardılar.
12 Eylül 1980 darbesini merkeze koyarak, kendi geçmişlerini de eleştirdiler.
Bazıları, “öz eleştiri” mahiyetinde geçmişte darbelere verdiği destekten pişman olduğu ile ilgili kitaplar yazdı.
27 Mayıs 1960 darbesi ve sonrasında cuntacıların yanında saf tutmalarının yanlış olduğunu dolayısıyla geçmişten pişmanlık duyduklarını dile getirdiler.
Türkiye’de çoğunluğu sol düşüncede yer alan bu gazeteciler ve aydınlar 1960 darbesini desteklemişlerdi.
Çıkardıkları gazetelerde bazıları “keşke ben de onların içinde olsaydım” diye yazılar yazmış ve cuntacıların içinde fiilen yer alamadığı için hayıflanmışlardı.
Gazetelerinde, 27 Mayıs’ı öven, meşrulaştıran, “karşı ihtilal”, “kansız ihtilal”, “seçkin devrim”, “hürriyet savaşı” ve “ihtilalim” gibi başlıklar attılar.
Çünkü 1960 darbesi muhalif oldukları iktidara ve toplum kesimlerine yapılmıştı.
Sonraki darbelerde, darbeciler ve cuntacılar kendi düşüncelerine yakın olmayınca yavaş yavaş darbecilik genlerinden kurtuluyormuş gibi yaptılar.
1990’ların sonu ve 2000’lerin başında “Kemalizm”, “vesayetçilik” ve “darbeler” teması üzerinden de epeyce laf ettiler.
Biz de zannettik ki, gerçekten bu kesimler darbe ve darbecilere karşı. Gerçekten geçmişlerinden pişman olduklarını düşündük. Yanlışlarının farkına vardıklarını zannettik.
Ama maalesef, bunların bir kısmı, 17-25 Aralık’ta yargı ve emniyet üzerinden FETÖ’cülerin darbe girişimini ayakta alkışladı.
İçlerinden bazıları, 15 Temmuz öncesinde FETÖ’nün gazetelerinde, televizyonlarında arzıendam ederek darbe çığırtkanlığı yaptı.
Darbeyi imkânlı kılan şartlara su taşıdılar. Erdoğan’ın iktidardan indirilmesi için her şeyi mübah saydılar. FETÖ’yü bir baskı grubu olarak pazarladılar. Hükûmetle “mücadelesine” destek verdiler.
15 Temmuz’un ardından, darbe öncesi darbe çağrısı yapanların bazıları tutuklanınca, “darbe ve darbecilerle mücadele ederek hayatlarını geçirdikleri” minvalinde savunma yaptılar.
“Türkiye’de darbelerin her yönünü çalışan en iyi uzmanlar”ın kendileri olduğunu ve “darbecilikle” suçlanmalarının  haksızlık olduğunu söylediler.
Ama 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde söyledikleri, yazdıkları ortadaydı. Hepsi kayıtlıydı.
15 Temmuz öncesi bilfiil darbeye çanak tutanları bir tarafa bırakırsak…
Geçmişte darbelerin farklı yönlerini analiz eden, bu konularda makale, kitap yazanların önemli bir bölümü 15 Temmuz darbe ve işgal girişimini görmezden geliyorlar.
Halkın destansı direnişini, siyasetin ve siyasi liderliğin darbeye karşı kararlı tutumunu itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Geçmiş darbe girişimleri başarılı olurken, AK Parti döneminde gerçekleştirilen 27 Nisan, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerinin niçin başarısız olduğu ile ilgilenmiyorlar.
Toplumun destansı direnişini, bürokrasinin dönüşümünü, yeni orta sınıfın darbelere karşı bilincini ve siyasi liderliğin rolünü ve Erdoğan’ın darbe öncesi FETÖ ile mücadelesini görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.
15 Temmuz’la ilgili bir kelam edeceklerse, iki satır bir şey yazacaklarsa muhakkak 15 Temmuz öncesi iktidarın kendilerince yanlış gördükleri politikalarını sıralıyorlar. Aslında üstü örtük şekilde “hak etti” demek istiyorlar.
Bazıları FETÖ’cü argümanı kullanarak yazılarının içine “kontrollü darbe” ifadesini bile sıkıştırıveriyor.
Hiç yapamıyorlarsa darbe gecesi ile ilgili söylenenleri, darbe saatini ve darbe gecesi kimin nerede olduğu üzerinden direnişi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Devletin FETÖ’den arındırılmasına destek vermek bir yana, sürekli arındırma sürecini sorun olarak dile getiriyorlar.
Çoğu, FETÖ’cülerin haklarını savunurken; şehit ve gazilerin yakınlarının haklarına en ufak bir destek vermiyorlar.
Niye böyle yaptıklarını aslında biliyoruz. Çünkü darbe, kendilerinin de istemediği bir hükûmete karşı yapıldı…
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.