Seçici çevrecilik yapmayın!

A -
A +
“Hakikati arama talebiniz yok” başlığı ile yazdığım bir önceki yazıya birbirinin tam zıddı farklı tepkiler geldi.

Tepki gösterenlerin önemli bir kısmı yazının içeriğindeki şu kısma takılmış:

“Kazdağları ve altın madenciliği ile ilgili paylaşımlara bakıldığında, mesele ile doğrudan ilgili olmayan görseller, içerikler yoğun bir şekilde paylaşılıyor.

Çevre farkındalığı üzerinden paylaşım yapanların bir kısmı büyük ihtimal Kazdağları eteklerinde orman arazilerine yaptıkları yazlıklarından “duyar” kasıyorlar.

Birçoğu Ege sahillerinde doğayı tahrip ederek üzerine kondurdukları havuzlu büyük beton yapılarından “kamuoyu” oluşturmaya çalışıyor.

Bir kısmı yasak olduğu halde sahilleri işgal etmiş, sahilleri kendi müşterilerine parsellemiş büyük otellerin plajlarından “çevrecilik” yapıyorlar.

Bazıları, zamanında İstanbul’un yeşil alanlarına yaptığı kaçak villalarından “hassasiyet” gösteriyorlar.”

Çanakkale’de “Kirazlı Projesi” adıyla yürütülen altın madenciliğine ilişkin protestoların mahiyetine baktığımda az bile söylemişim.

Çevrecilik bir ideoloji haline geldiği ve Türkiye’de son yıllarda olduğu gibi bir muhalefet aktivizmine dönüştürüldüğü için sapla saman birbirine karışıyor.

Bu yazıyı yazmadan önce protestocuların kim olduğuna, ne söylediklerine, neyi talep ettiklerine ve neye karşı çıktıklarına ilişkin farklı içeriklerde epeyce yazı okudum.

Mesela, Kazdağlarındaki protestolara HDP destek vermiş. Daha birkaç hafta önce Ege ve Akdeniz’de orman yangınları çıkaran ve bir duyuru ile bu yangınları sahiplenen PKK’ya tek bir söz söyleyemeyen HDP.

Yine, protestocular içinde epeyce bir CHP’li milletvekili ve siyasetçi var. “Kazdağlarına dokundurtmayız” diyorlar. “Türkiye’nin oksijen deposunun ranta dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz” diye bağırıyorlar. “Betonlaşmaya müsaade etmeyeceğiz” esprisini bile yapıyorlar.

Espri dememin bir nedeni var. Tüm bunları söylüyorlar ama CHP’li belediye başkanlarının, siyasetçilerinin ve onların ailelerinin Kazdağlarındaki ticari konut ve villa yapmak için topladığı parsellere tek bir laf edemiyorlar.

Bu arada, Çanakkale Belediyesi’nin birkaç dönemdir CHP’de olduğunu hatırlatalım.

Protestocuların içinde epeyce filim yapımcısı, dizi oyuncusu ve televizyon ünlüsü var.

“Kazdağlarını kimseye yar etmeyiz” gibi sloganlar atıyorlar.

Belki de slogan dememeliydim. Çünkü söylediklerinin içinde slogan olmayan belki de tek doğru cümle bu.

Zaten çoktan Kazdağlarının eteklerine kondurdukları villalarla, inşa ettikleri yazlıklarla birçok yeri kapatmışlar.

İleride ranta açılacak parselleri çoktan toplamışlar.

Dolayısıyla “başkasına yar olacak yer kalmadığı için” bu konuda doğru söylüyorlar.

Protestocuların içinde “Su ve Vicdan Nöbeti” tutmaya geldiklerini söyleyen ünlüler ve yazlıkçılar var.

Belki bu konuda da haklılar. Çünkü su fakiri olan Ege ve Akdeniz kıyılarındaki yerleşim yerlerine büyük havuzlu villalar yaptırdıkları için, kendi havuzlarında kullanacakları suya ihtiyaçları var.

“Vicdan” kısmı ise biraz karışık…

O bölgelerde yaşayan köylülerin içme ve sulama sularını eğlence ve sefaları için kendi yüzme havuzlarında kullandıkları için belki biraz “vicdan” yapmış olabilirler. Bu konuda haksızlık etmeyelim.

“Çevre dostu” olduklarını da bindikleri büyük hacimli, yüksek oranda fosil yakıt tüketen ve çevreyi kirleten devasa araçları ile gösteriyorlar. En azından böyle olduklarını göstermek için büyük araçlarının bir yerlerine çoğu kez “yeşil ve çevre dostu” çıkartmasını yapıştırıyorlar.

Tüm bunları söylerken, Kanadalı madencinin ya da benzerlerinin her şeyi doğru yaptığını falan söylemiyorum. Onları savunmak için de bu yazıları yazmıyorum. Çevreye hiç zarar vermediklerini falan da iddia etmiyorum.

Dediğim şu: Çevreciliğiniz samimi olsun. Doğruları söyleyerek, meselenin mahiyetini tam ortaya koyarak ve gerçekten doğayı koruma amacı ile çevreci olun.

Gerçekleri tahrif ederek, sorunu bağlamından kopararak, yalan yanlış bilgileri sıkça paylaşarak, sırf belli bir kesime ya da iktidara muhalefet aktivizmi ile hareket etmeyin.

İdeolojileriniz ve kimlikleriniz gerçeklerin üzerini örtmesin. Amacınız gerçekten çevreyi korumak olsun. Seçici çevrecilik yapmayın.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.