Kurumsallaşarak siyasi yenilenme

A -
A +
Demokratik bir siyasal alanda uzun dönemli var olabilmek, iktidarını sürdürmek ya da siyasette belirleyici bir etkide bulunmak için yenilenmek gereklidir.

Türkiye siyasetinin geçmişine bir göz atıldığında “yenilenme” tartışmaları ve arayışları hiç eksik olmamıştır.

Ama çoğu kez de siyasette yenilenme arayışları, konjonktürel şartlar tarafından belirlendiği, dolayısıyla da amaç ve sonuçları arasındaki uyum öngörülemediği için istenen neticeyi ortaya çıkaramamıştır.

Örneğin Türkiye’nin en eski partisi olan CHP, doğal olarak “yenilenmeyi ve yeni bir siyaset arayışını” da en uzun süre tartışan partidir.

1960’ların ortasından itibaren yenilenme üst başlığı ile başlattığı “ortanın solu ve demokratik sol” tartışmaları, partinin sivilleşmesi bağlamında atılan önemli bir adımdı. Ancak bu yenilenme arayışı kurumsallaşamadığı için ileriye taşınamadı.

CHP’nin 1992-1999 arasında “yeni sol”, 2000-2002 arasındaki “Anadolu solu” ve ardından seçim dönemlerindeki “çarşaf açılımları” yenilenme başlığı üzerinden sunulsa da sadece seçim dönemlerine ilişkin pragmatik ve geçici söylemlerden ibaretti.

Bu anlamda, CHP’nin “yenilik” ve “dönüşüm” arayışı sahici olmadığı için demokratik siyasetin başladığı 1950’den itibaren şu ana kadar hiçbir zaman tek başına iktidar olma başarısını gösteremedi.

Değişimi kurumsallaştıramadığı için de yenilenme arayışları toplumda karşılığı olan bir sonuç üretemedi.

***

Kurulduğundan bu güne 18 yıldır iktidar olan AK Parti bu anlamda CHP ile karşılaştırılmaz. İktidar olduğu dönemde, toplumsal dönüşümü iyi okuyup buna göre siyasetini güncelleyebildiği için bu kadar uzun dönemdir kesintisiz iktidarda.

İktidar dönemlerinde içerde ve dışarda büyük meydan okumalarla yüzleşerek siyasal öğrenme ve kriz çözme becerisini geliştirdiği için iktidarını sürdürebiliyor.

AK Parti, 16 Nisan sistem değişimi referandumundan itibaren yenilenme ve değişim yönünde bazı adımlar attı.

Siyasal sistemin değişmesi ile birlikte siyasi alanın yeniden şekillenmesi kaçınılmazdı. Siyasette seçim kazanmanın dinamiklerinin bu bağlamda değişmesi olağandı.

Sistem değişiminin ardından yapılan seçimlerle birlikte, hem ilk yenilenme hamlelerinin hem de yeni sistemin etkileri görüldü.

Bundan dolayı da, seçimlerin ardından AK Parti ile ilgili yenilenme tartışmaları yeniden başladı. Bu bağlamda partinin lideri Erdoğan, iki hafta önce yaptığı bir konuşmada; “4 yıl sonraki seçimlerde milletimizin karşısına kurulduğu günkü heyecanı ve artık 22 yılı bulacak tecrübesiyle bambaşka bir AK Parti olarak çıkacağız” açıklamasını yaptı.

Yeni siyasi sistemin siyasi alana etkisi, yüzde elliye ulaşma zorunluluğu, ittifaklarla seçime gitme gerekliliği ve başkanlık yarışının parti dışından gelenlere açık olması gibi değişkenler siyasette yenilenmeye yeni boyutlar ekliyor.

Siyasette yenilenme, aceleye getirilmemesi gereken bir süreçtir.

Her yenilenmenin; iyi yönetilmediğinde ve kurumsallaştırılmadığında yeni maliyetler üretmesi kaçınılmazdır.

Kurumsallaşma, örgütlerin istikrar elde etme sürecidir.

 

Kurumsallaşan partiler, giderek kökleşirler. Bu tip partiler, iktidar olsun ya da olmasın siyasal alanın içeriğini, tartışma ve müzakere konularını belirleme gücünü elde eder.

Diğer kurumlar gibi, siyasi partiler de kurumsallaşamadığında kendi iç kırılganlıklarına yönelir.

Bir parti hem kurumsallaşmış hem de derin köklere sahipse, seçmenlerinin parti aidiyetleri artar. Bu durumda, kişisel imajlara, geçici siyasi konjonktüre ve kutuplaşmalara göre seçmenler hızlı yer değiştirmez. Böylece, sistem içerisinde partiler arasında seçmen oynaklığı azalır.

Bu açılardan bakıldığında, yapıların yenilenmesinin kurumsallaşmaya katkı sağlayacak bir mahiyet arz etmesi önemlidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.