AK Parti kampının siyasete yönelik sonuçları

A -
A +
AK Parti, geçtiğimiz hafta sonu Kızılcahamam’da 29. istişare toplantısını gerçekleştirdi. AK Parti’nin bu tip istişare toplantıları artık bir gelenek oluşturdu. Geçmiş toplantılarını da göz önünde bulundurduğumuzda, istişare toplantıları, muhasebe ve geleceğe yönelik vizyon ortaya koymanın yanında, aynı zamanda AK Parti’nin iktidar olmasından dolayı Türkiye siyasetinin yönünü tayin edici bir mahiyet arz etmesinden dolayı da önemlidir.
AK Parti’nin 18 yıllık siyasi ömründe devam ettirdiği bu gelenek, diğer partiler tarafından da örnek alındığı için, muhalefet partileri de belirli aralıklarla istişare toplantılarını yapmaya başladılar.
İşte hafta sonu, AK Parti Kızılcahamam’da toplanırken, CHP de aynı anda Bolu Abant’ta toplantıdaydı. 
Her iki partinin toplantıları, siyasette öne çıkan tartışmalar dikkate alındığında kritik denebilecek bir zamanlamaya sahipti.
AK Parti, kendi taban eğilimlerinin ve beklentilerinin yönetilmesi açısından uzun dönemdir kademeli bir yenilenme siyaseti izliyor. Bugüne kadar 6 olağan ve 3. olağanüstü kongresinde parti yönetimi ve siyaseti, dönemin gerektirdiği şartlara göre zaten yenilenmekteydi.
Bu yenilenme süreçlerinde, siyasetin değişim dinamiklerine, değişen taban eğilimlerine, muhalefetin ürettiği siyaset tarzına ve toplumda yaşanan sosyolojik dönüşüme göre parti politikaları güncellenebildiği ve yenilenme siyaseti sürdürülebildiği için, AK Parti 2023’e gelindiğinde kesintisiz 21 yıllık bir dönemde iktidarını sürdürmüş olacak.
Demokratik sistemlerde, aynı siyasi liderle ve kesintisiz 21 yıl iktidarda kalabilmek rastgele bir başarı değildir. Siyaset tarihinde, üzerinde farklı açılardan analiz yapılmasını gerektiren istisnai bir durumdur.
Bugüne kadar; 15 seçimden birinci parti çıkmak, referandumlarla reform siyasetini sürdürmek, siyasal sistemi değiştirmek, içeriden ve dışarıdan koordineli bir şekilde kesintisiz yürütülen müdahalelere rağmen, krizleri aşarak iktidarda kalabilmek, sıradan bir partinin ve liderin ulaşabileceği başarılar da değildir.
Hafta sonu partilerin yaptığı istişare toplantılarının kritik bir zamanlamaya sahip olmasının anlamına gelince…
Yeni siyasal sistemin bir sonucu olarak, siyasal alan yeniden şekilleniyor. Siyaset, partilerin yanında ittifak blokları üzerinden yürütülüyor.
Son birkaç haftadır Millet İttifakı içerisinde yaşanan çatlak gündemin ön sıralarında. İYİ Parti, CHP’nin giderek HDP’lileştiği itirazı ve rahatsızlığı üzerinden yeni bir siyasal konumlanma arayışında.
AK Parti’de geçmişte siyaset yapmış iki farklı grubun, yeni parti oluşumları için çalıştıkları biliniyor. AK Parti karşıtı çevreler, bu yeni oluşumları kendi siyasetlerinin geleceği ve siyasetin merkezinin küçülerek AK Parti’ye zarar vereceği beklentisi üzerinden bir fırsat olarak görüyorlar.
Muhalefet, yerel seçimlerin ardından, alttan alta bir erken seçim tartışmasına yönelmiş durumdaydı. Ayrıca yüzde 40+1 tartışmasında olduğu gibi, her siyasi tartışmayı Cumhur İttifakı’nda çatlak oluşturmaya yönelik yeni bir muhalefet aktivizmine dönüştürüyor...
Erdoğan istişare toplantısında yaptığı konuşmalarda, son dönemde siyasal alanı meşgul eden birçok konuyu kapatacak açıklamalarda bulundu.
AK Parti’nin 2023 perspektifini ve yeni siyasi yöneliminin çerçevesini ortaya koydu. İçeriye yönelik tartışmaları bir tarafa bırakarak, “Birlik, Dirlik ve Kardeşlik İçin Yeniden Yollara Düşme Vakti”nin öneminden bahsetti.
Yüzde 40+1 tartışmasını, Bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapatıyorum” diyerek, yeni sistem açısından yüzde 50+1’in hassasiyetle korunması gerektiğini vurguladı.
MHP ile Cumhur İttifakı’nın derinleşerek devam edeceğinin altını bir kez daha çizdi.
Bir erken seçim olmayacağını ve seçimlerin 2023’te zamanında yapılacağını söyledi. Zaten Meclis aritmetiği dikkate alındığında yeni siyasal sistemde bir erken seçim kararı almak parlamenter sistemdeki gibi kolay değil. AK Parti’nin “evet” demediği durumda, diğer partilerin tümü bir araya gelse, seçim kararı için gerekli olan 360 milletvekiline ulaşamıyorlar.
Türkiye siyaseti dinamik bir mahiyet arz eder. Tartışmaların yönüne müdahale edilmediğinde, beklenti gazeteciliği ve siyasetçiliği, siyasi alanı bozucu bir etki oluşturur.
Dolayısıyla, siyasette beklentilerin ve tartışmaların da yönetilmesi gerekir. Bu durumun en iyi farkında olan lider de Erdoğan’dır. Bu bağlamda Erdoğan, Kızılcahamam kampında yaptığı konuşma ile son dönemde yapılan tartışmaların birçoğunun önünü kapatmıştır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.