Türkiye kazandı

A -
A +
Sahadaki askerî başarı, masada diplomatik başarıyı getirdi.
Askerî başarı: 9 günlük operasyon sonucunda; Resülayn ve Tel Abyad ilçe merkezleri ve civar bölgelerde toplam 65 yerleşim merkezi, 1.360 km2’lik alan terör örgütünden temizlendi.
M-4 kara yolunun kontrolü sağlandı. Etkisiz hâle getirilen terörist sayısı 708’e ulaştı. 40 terörist teslim oldu. 71’i sağ yakalandı. PYD/YPG terör örgütünün zorla silah altına aldığı 600 örgüt üyesi firar etti. Terör örgütü içinde bulunan özellikle Arap unsurlar çözülmeye başladı.
Diplomatik başarı: Erdoğan’ın siyasi liderliği ve kararlılığı ve Türkiye’nin sahadaki başarısının ardından ABD ile varılan mutabakat kapsamında; PKK, 30 kilometrelik güvenli bölgenin güneyine, ABD’nin kontrolünde çekilecek. Terör örgütünün ağır silahları toplanacak. Mevzileri imha edilecek. Güvenli bölge, TSK’nın kontrolünde olacak. ABD yaptırım girişimlerini durduracak. 
Bu mutabakat ile…
Türkiye’nin terör örgütleri ile mücadelesinin meşruiyeti tescillendi. Türkiye’nin üstün askerî performansı, müzakere kabiliyeti ve diplomasiyi işletme gücü uluslararası toplum tarafından net olarak görüldü.
Mutabakat sonucunda…
Türkiye güvenli bölgeyi oluşturma hedefinden, mültecileri kendi ülkesine döndürme vaadinden ve en nihayetinde sınırlarının dibinde bir terör koridoruna ya da devletine izin vermeme kararlılığından vazgeçmiş değil.
Operasyonla kararlılığını gösterdi, sahadaki üstünlüğünün avantajını da kullanarak diplomasiye bir şans daha verdi. Süreci ve süresi belli olan bu fırsatı muhatapları savsaklarsa, 120 saat sonra operasyon kaldığı yerden devam edecek. Yani askerî operasyonun durması mutabakatın sonucuna bağlı.
Ama bu gerçekliklere rağmen…
ABD ile mutabakatın ardından, Türkiye’de bazı çevreler, her zaman olduğu gibi, varılan mutabakatı önemsizleştirmeye, Türkiye’nin başarısını ve Erdoğan’ın siyasi liderliğini gölgeleme çabasına girdiler.
Uzun süredir, Türkiye’nin bir batağa saplanacağı beklentisinde oldukları ve Erdoğan’ın bu süreçten başarı ile çıkmamasını istedikleri için hayal kırıklığına uğradılar.
Beklentileri gerçekleşmeyince; Türkiye’nin bu süreçten kazançlı çıkmadığı yalanına ve algısına başvuruyorlar.
İçerideki bazı çevrelerin olumsuz algı oluşturma girişimlerine karşı, dışarıda ise Türkiye’nin sahada ve masadaki başarısı net bir şekilde kabul ediliyor.
Örneğin…
ABD’li Cumhuriyetçi senatör Mitt Romney varılan anlaşma için; “(ABD için) zafer olmaktan çok uzak. Daha önce kırmızı hattı terk etmiştik, şimdi de bir müttefiki yüzüstü bıraktık. Kürtleri (aslında YPG olacak) yüzüstü bırakma kararı en kutsal görevlerimizden birini ihlal ediyor. Amerikan onuruyla çatışıyor. Kürtlere yaptığımız şey Amerikan tarihinde kanlı bir leke olarak kalacaktır” açıklamasını yaptı.
ABD medyası, “Başkanlığı dönemindeki en büyük dış politika krizini çıkaran Trump, Erdoğan’a yıllardır aradığı zaferi sunan geçici bir anlaşmaya vardı. Erdoğan için anlaşma büyük bir siyasi kazanç oldu. Türk lirası da son bir aydaki en yüksek değerine ulaştı” (Bloomberg) değerlendirmesinde bulundu.
Alman medyası, “Erdoğan elde etmek istediğini almış oldu, YPG, bölgeyi terk etmek zorunda kaldı (Die Welt), “Erdoğan hedefine ulaştı. Trump ve YPG kaybetti” (Spiegel Online) gibi içeriklerle mutabakatı okuyucularına duyururdu.
İngiliz-Suud medyası ise, “Yaptırımların durdurulması ve ABD’nin güvenli bölgeyi kabul etmesi düşünüldüğünde anlaşma, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan için siyasi açıdan büyük bir zafer teşkil ediyor” (Independent) değerlendirmesini öne çıkardı...
Mutabakatı sorunsallaştırmak isteyen çevreler, meselenin esasını konuşmamayı tercih edecekler. Bunun yerine daha çok “çöpe atılan” ama “gereği de yapılan” mektuptaki Trump’ın üslubuna takılacaklar.
Bunu yaparken de aynı Trump’ın mektuptan sonra birçok kez, “Erdoğan müthiş bir lider. Sert, güçlü bir adam ve doğru olanı yaptı. Bundan dolayı müteşekkirim. Ve gelecekte de müteşekkir olacağım” gibi cümlelerini ise görmezden gelecekler.
Ama kim ne derse desin, gelinen süreçte kazanan Türkiye’dir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.