Bir kere de şehit yakınlarını ve FETÖ’nün mağdur ettiklerini savunun…

A -
A +
15 Temmuz gecesi FETÖ 251 insanımızı şehit etti. 2 bin 193 kişiyi de, çoğu ağır olmak üzere, yaraladı.
Bu insanlar, vatan uğruna can verdi. Gazi oldu. Durup dururken değil, FETÖ’nün işgal girişimine direnirken şehit ve gazi oldular.
Onları katleden, üzerlerinden tankla geçen, havadan bomba yağdıran, onları otomatik silahlarla tarayan FETÖ’cüler bir kez bile pişman olduklarını söylemediler. Hatta 15 Temmuz’dan bugüne mahkemelerde yargılanırken şehit ve gazi yakınları ile dalga geçtiler.
Bu kadar insanı katleden FETÖ’cülerin neredeyse hiçbiri, FETÖ ve elebaşı ile ilgili olumsuz bir cümle kurmadı. Yaptıklarından ve geçmişinden pişmanlık duyan yok denecek kadar azdı. Bazıları mahkeme savunmalarında, hâkimin “sen insanları katlettin” diye yüzlerine söylemesine “ben işimi yaptım” diye pişkince cevap verecek kadar ileri gittiler.
Tüm bunlara rağmen ve her şey açık seçik ortada iken…
Bugün her konuştuklarında, sözü muhakkak FETÖ’cülere getirip,  onları savunanlar ve mağdur gösterenler, bir kez olsun FETÖ’nün mağdur ettiklerinin ve şehit yakınlarının haklarını savunmadılar.
15 Temmuz’da eşi, evladı, annesi ya da babası şehit olanların yanında görünmediler. Göstermelik bile olsa, acılarını paylaşan iki cümle kurmadılar.
Bir kez olsun darbe davalarının duruşmalarına gidip şehit yakınları ile dayanışma içinde bulunmadılar. Mahkemelerde şov yapan FETÖ’cülere tepki göstermediler.
Bugüne kadar, mahkemelerde pişmanlık duyan, nedamet getiren yanlış yapmışız diyen FETÖ’cünün olmamasını sorun etmediler. Bunun ne anlama geldiğini görmezden geldiler. Bu konuda iki kelam edip, FETÖ’nün içyüzünün ortaya çıkarılması için sorumluluk üstlenmediler.
KHK ile devletin FETÖ’den arındırılmasını sorun görenler, mücadelenin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili bir irade ortaya koymadılar. Devletin FETÖ’den arındırılması ihtiyacından ve zorunluluğundan bahsetmediler.
Her gün KHK ile devletten uzaklaştırılanların haklarından bahsederken, bir kez olsun geçmişte FETÖ kumpası ile hayatları kararan insanların haklarını savunmadılar. KHK mağduru diye soyut ifadeler üzerinden kamuoyu oluştururken, bunların kaç kişi olduğu ve mağduriyetinin nereden kaynaklandığını söyleme zahmetinde bulunmadılar.
             ***
15 Temmuz’dan sonra hâlâ içinde bulunduğu örgütü savunup; devleti, devletin yöneticilerini, hükûmeti ve mücadele edenleri tehdit eden FETÖ’cülere karşı bir kez olsun “haddinizi bilin” diyemeyenler; darbeye çanak tutanların, darbecileri cesaretlendirenlerin “demokrasiyi” savunduğunu iddia ediyorlar.
Daha da ileri gidip 15 Temmuz öncesinde, “Türkiye cumhuriyeti saltanatı yıkılacak” ve Türkiye’de gerçekleşmiş askerî darbelerin önünü açan gelişmeler her ne ise Erdoğan bugün aynı kararları vererek o yolları teker teker açıyor” gibi sözleri söyleyenlerin “demokrat” olduğundan dem vuruyorlar.
Son günlerde FETÖ’ye ve darbeye destekten ceza alıp tahliye edilenlerle ilgili de yeniden kamuoyu oluşturuluyor.
Bu insanlar, ısrarla gazetecilik faaliyetinden tutuklanmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bunu söyleyenler de çok iyi biliyor kiTürkiye’de darbelerin mümkünlük şartlarının oluşturulması süreçlerinde ve darbenin ardından toplumsal meşruiyetinin sağlanmasında esas işlevi gazeteciler görür.
Daha iddialı bir cümle şu olsun: Türkiye’de gazeteciler olmasa, geçmişten bugüne darbelerin bazıları kesinlikle başarılı olmazdı. Darbecilerin çoğu da darbe yapmaya cesaret edemezdi.
Bunu da yine en iyi bilenler, “darbe ve darbecilerle mücadele ederek hayatlarını geçirdiklerini” söyleyerek, FETÖ’nün darbe girişimine katkıda bulunmadıklarını iddia edenlerdir.
FETÖ medyasında yazarak darbe girişimine giden yolun taşlarını döşeyenler, bugün her ne kadar bilseydik yazmazdık deseler de, eğer darbe başarılı olsaydı, hiç tereddüt etmeden ‘darbenin niçin gerekli olduğu’ ile ilgili yazılar yazacak ve ekranlarda darbeyi savunacaklardı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.