Muhalefetin 2023 stratejisi ve HDP’den gelen açıklama

A -
A +
HDP Eş Genel Başkanlığı’na seçilen Pervin Buldan, CHP ve daha genel anlamda Millet İttifakı ile ilgili şunları söyledi: “Yeni ittifakların olması gerektiğini savunan bir partiyiz. Şeffaf olmalı, açık olmalı, birlikte görüntü vermeli ve hiçbir şeyden korkmamalı. CHP’nin çekingenliğinden çıkması gerek. Cesarete ihtiyaç var bence. Biz kadınlar olarak tiyatro oyununda birlikte bu görüntüyü verdik, bu cesareti gösterdik. Bu cesareti herkesin göstermesi gerek. Bir dahaki seçimlerde daha açık, daha şeffaf birlikteliklere ihtiyaç olacağını düşünüyorum.” Buldan’ın bu açıklamaları üzerinden, CHP’nin öncülük ettiği HDP ve İYİ Parti’nin de içinde bulunduğu Millet İttifakı’nın geleceği ile ilgili yeni bir tartışma başladı. HDP Başkanı’nın bu sözlerinin ne anlama geldiği farklı argümanlar üzerinden yorumlandı. Bu çıkışın ne anlama geldiğini doğru yorumlamak için muhalefetin 2023 seçimlerine yönelik yürüttüğü stratejinin iyi anlaşılması gerekiyor.  Bugünden bakınca, muhalefetin 2023 seçim stratejisinin temel çerçevesi şu başlıklardan oluşuyor: 1.    AK Parti ve Erdoğan karşıtlığında oluşturulan birlikteliğe ya da ittifaka; hiç kimsenin oyunbozanlık yapamayacağı ve çıkarılacak çatı adaya itiraz edilemeyeceği bir muhalif alan oluşturulmaya çalışılıyor. 2.    Cumhur İttifakı karşıtı muhalefet; tek bir çatı aday çıkarmak için şimdiden, politik söylem düzeyinde, zihinsel hazırlık bağlamında ve parti kadroları olarak dizayn ediliyor. 3.    “Demokrasi ittifakı” olarak tanımlanan çerçevede, ideolojik duruşlar, parti programları, kimlik grupları arasındaki ayrışmalar, iç ve dış politika bağlamında ülke meselelerinin mevcut durumuna yönelik farklı bakış açıları muğlaklaştırılıyor. Üzeri örtülüyor. Birbirlerini eleştirmeye imkân verecek farklılıkların konuşulması engelleniyor. Farklılıkları ortaya çıkaracak konu başlıkları ve sorunlar görmezden geliniyor. İç tartışma zeminleri yok ediliyor. Tüm odak, enerji ve hedef, iktidar karşıtlığı üzerine inşa ediliyor. 4.    Böylece, Kemalistler, sosyalistler, muhalif muhafazakâr ve İslamcılar, liberal küreselciler, İyi Parti milliyetçileri, etnik milliyetçilik üzerinden siyaset üreten ve PKK ile arasına mesafe koyamayan HDP’liler ve AK Parti’den ayrılıp yeni parti kuran tüm “birbirine benzemezler” bir arada tutulmak ya da bir araya getirilmek için özel bir çaba harcanıyor. 5.    Çatı adaya ya da “demokrasi ittifakı” adını verdikleri birlikteliğe karşı çıkacak olanlar, şimdiden kendini çatı aday olarak ilan edenler ve gösterecekleri çatı adaya şu ya da bu şekilde itiraz edecekler engellenecek. Gerekirse itibarsızlaştırılacak. Saf dışı bırakılarak etkisizleştirilecek. Böylece “yol temizliği” yapılmış olacak. 6.    Parti elitleri, yöneticileri ve kanat önderleri düzeyinde ziyaretler sıklaştırılacak. Bu görüntüler üzerinden taban, bu birlikteliklere alıştırılacak, hazırlanacak. 7.    İyi Parti ve HDP arasındaki zaman zaman yükselen gerginlikler, tartışmalar, ve rahatsızlıklar hemen kapatılacak. Bu iki partinin tabanından yükselecek itirazlar ise “aramızda resmî bir ittifak yok”, “onların bu politikalarını biz de eleştiriyoruz” gibi konjonktürel ve düşük düzeyli açıklamalarla, sınırlandırılmış ve yönetilebilecek eleştirilerle idare edilecek. 8.    Medyada, bu ittifaka zarar verecek, ittifak içi tartışmaları körükleyecek, yol haritasına zarar verecek tartışmalar önlenmeye çalışılacak. Medya temsilleri buna göre dizayn edilecek. 9.    Hâlâ bu stratejiye itiraz edecek olanlar; “artık 50 artı 1’e ihtiyaç var!”, yeni yönetim sistemini, AK Parti getirerek bizi buna muhtaç etti”, “bu birliktelik zorunluluktan doğuyor, hele bir iktidara gelelim zaten sistemi değiştireceğiz”, “yerel seçimlerde başardık, yine başarırız”, “şimdi sırası değil, tam da iktidara giderken” gibi argümanlarla susturulacak.  Bu çerçeveden bakıldığında, çatı adaylık konusunda CHP Genel Başkanı’nın cumhurbaşkanı adayı olması gerektiğini ve hatta kendisinin aday olabileceğini şimdiden açıklayan Muharrem İnce’nin başına gelenlerCHP’nin tek adaylı teşkilat kongreleriCNN Türk’ü boykot kararıyeni kurulan ya da kurulacak partilere yönelik ittifak açıklamaları, Kudüs mitingine katılım gibi başlıklar bu stratejinin bir tezahürüdür. HDP’li siyasetçinin, “birlikteliğimizi gizlemeyelim, alenileştirelim” açıklaması da 2023 stratejisine uygun olarak, tabandan yükselen itirazları yönetmeye yönelik bir çıkış olarak yorumlamak gerekir. Bu açıklama ile özellikle CHP’li büyükşehir belediyelerinde HDP varlığının ve etkisinin artırılması hedeflenerek, böylece taban itirazları önlenmeye çalışılmaktadır. Kuşkusuz bu stratejinin 2023’e kadar sürdürülmesi büyük zorluklar içeriyor. Muhalefet bu durumun farkında. İttifak birlikteliği sağlamaya çalışırken, kendi partilerinin çatırdayacağından korkuyorlar. Bundan dolayı seçimin zamanında yapılmasını engellemek için de çalışıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.