Muhalefet blokunu çatlatmak!

Türkiye’de HDP siyaseti üzerinden bir gündem oluştuğunda ya da HDP ve PKK’ya yönelik yargı bir karar aldığında, muhalefetin ezbere tekrar ettiği bir husus var: “İktidar, muhalefet blokunu çatlatmak için elinden geleni yapıyor.”

HDP ve CHP’nin devam eden güç birliği ve alenileşmesi istenen ittifakının engellenmesi için iktidar ve çevresinin özel çaba gösterdiğini, bu iki parti sık sık tekrar ederler.

Son dönemde HDP ve İyi Parti arasında yürüyen “kahvaltıya gitme ve gelen misafiri kapıdan çevirmeme” diyaloğu, iki partinin tabanlarını açıktan ittifaka alıştırma hamleleriydi.

Millet İttifakı ve HDP birlikteliğin normalleştirilmesinde epeyce yol alındığına dair muhalefette bir öz güven de oluşmuştu.

Bundan dolayı, HDP siyasetçilerinin bazılarının 6-8 Ekim terör ve şiddet eylemlerindeki sorumlulukları gerekçesiyle gözaltına alınmaları, CHP’de büyük bir tepki ile karşılandı.

Yargının gözaltı kararları, muhalefetin birlikteliğine yönelik bir “saldırı” olarak karşılandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu HDP yöneticilerini telefonla aradı. Yanınızdayız mesajı gönderdi. Sahiplenme görüntüsü verdi. HDP’lilerin tutuklanmalarını, “iktidarın muhalefet blokunu çatlatma” girişiminin bir hamlesi olarak yorumladı.

CHP’liler, HDP konusunda çok hassaslar. HDP’nin eleştirilmesine bile tahammül edemiyorlar. HDP, İyi Parti ve CHP birlikteliği için dikensiz gül bahçesi istiyorlar.

Ancak HDP’liler CHP kadar hassas değiller. Hatta “siz, bize muhtaçsınız, tabii ki yanımızda olacaksınız” öz güveni ile yollarına devam ediyorlar.

Bunu da her kritik gelişmede göstermekten geri durmuyorlar. Son örneğini de Ermenistan’a destek vererek açıkça gösterdiler.

AK Parti, CHP, MHP ve İyi Parti TBMM grupları ortak bildiri yayımlayarak, Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırısını şiddetle kınadı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Türkiye’nin her zaman Azerbaycan’ın yanında olduğunu güçlü bir şekilde teyit eden bu ortak bildiride imzası olan siyasi partilere teşekkür etti.

AK Parti, CHP, MHP ve İyi Parti’nin yayınladığı kınama bildirisinde; Ermenistan’ın Azerbaycan toprağı Yukarı Karabağ ve çevresindeki bölgeleri yıllardan beri işgal altında tuttuğu belirtilerek, Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrarın önündeki en büyük engelin Ermenistan olduğunun altı çizildi. 

Uluslararası toplumun gereken tepkiyi vermesi gerektiği belirtildi. “Yukarı Karabağ ihtilafının, Azerbaycan'ın uluslararası tanınmış sınırları ve toprak bütünlüğü çerçevesinde barışçı yollarla çözülmesine olan desteğimizi tekrarlıyoruz” denildi.

Ermenistan’ın BM Güvenlik Konseyi ve AGİT kararlarına uymalı ve işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi gerektiği vurgulandı.

En nihayetinde, Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olduğu belirtilerek, şehitlere rahmet ve Azerbaycan halkına ve hükûmetine taziyeler iletildi.

İçeriğini bilinçli olarak burada geniş bir şekilde aktardığım bu ortak bildiriye, HDP imza atmadı. İmza atmadığı gibi Ermenistan’ı dolaylı olarak destekleyen bir açıklama yaptı.

Meselenin daha da vahim boyutu, HDP milletvekili Garo Paylan, Ermenistan’ın saldırılarına sahip çıktı, Azerbaycan ve Türkiye’yi suçladı. “Karabağ’da mevcut durumu değiştirmeye çalışan Azerbaycan ve Türkiye’dir” diyerek Ermenistan’ın işgalini meşrulaştırmaya çalıştı.

HDP’nin bu tutumuna bile CHP ve İyi Partililer ses çıkaramıyorlarsa ve HDP’li bir milletvekilinin Ermenistan’ın saldırısına açıkça destek çıkmasına tepki veremiyorlarsa HDP’nin ittifak konusunda eli çok rahat.

CHP’liler iktidarı hiç de öyle “ittifakımızı çatlatmak istiyorlar” diye suçlamasın. Azerbaycanlı kardeşlerimize Ermenistan saldırısını bile destekleyebilen HDP’nin bu tutumu, “ittifakı” ve “güç birliğini” çatlatamıyorsa, CHP’liler de fazla endişelenmesin.

Bu konuda bile HDP’ye iki çift söz söyleyemeyen CHP ve İyi Parti, bundan sonra da her ne pahasına olursa olsun, HDP’yi sahiplenmeye devam eder.