Hesap!

A -
A +

Dış güçlerin, siyasi ve ekonomik istikrarı ile parmak ısırtan Türkiye'yi yıkmak için hazırladıkları plan suya düştü. Onlara "hizmet" edenler şimdi hesap veriyor...

Türkiye'de çok partili hayata geçiş tarihi olan 1950'den beri devam eden güdümlü siyaset, 27 Nisan 2007 tarihinde verilen muhtıra ile sona erdi. 57 sene, hükümetin icraatlarını yakından takip edenler, uygun görmedikleri zamanlarda, aba altından silah göstererek istediklerini yaptırmıştı. AK Parti hükümetinin askerî darbe girişimine karşı çıkacağı hiç hesap edilmiyordu. Bundan öncekiler gibi köşeye çekilip akıbetini bekleyeceği öngörülüyordu... Tabular yıkıldı, bu tepki midelerine oturdu, hazmedemediler. Yargıtay başsavcısı marifetiyle -halkın yarısının oyunu alan- AK Parti hakkında kapatma davası açtırdılar. 30 Temmuz 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi 6'ya karşı 5 oyla AK Parti'yi kapatmadı, ancak hazine yardımını kesti. 12 Haziran 2009'da Ergenekon ve Balyoz davaları ile hükümete karşı darbe yapmaya hazırlananlar haklarında açılan davalarla toplandı. Müthiş suçlamalarla millet uyutuldu. 5 yıldan fazla süren mahkemeler, sanıkları çok ağır cezalara çarptırdı. Bu gelişme asıl darbecilerin önünü açtı. Güvenlik teşkilatlarına, giriş için sınavlarda soruları önceden ele geçirip servis ederek adamlarını yerleştirdiler. HSYK, TÜBİTAK, MİT, TİB gibi hayati öneme sahip kurumların kontrolünü sağladılar...

AK Parti hükümeti, ne zaman ki Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ortaya atılan çürük iddiaların düzmece olduğunu, bunun devletin etkin kuruluşlarına sızmak için bahane olarak kullanıldığını gördü, işte o zaman kelimenin tam anlamıyla başından aşağı buz gibi sular döküldü. Düne kadar kol kola yürüdükleri ve samimiyetlerinden şüphe etmedikleri kimselerin ne olduklarını anladılar, temizlik harekâtına başladılar. İşleri çok zordu, hangi taşı kaldırsalar altında "yılan" çıkıyordu. Dershaneleri kapatma kararı alınca çıldırdılar. Çünkü Türkiye'nin en zeki çocuklarını üniversitelere yerleştirerek, kuracakları yıkım ordusu engelleniyordu. Sonrasını biliyorsunuz. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunu dinleme istasyonu yaparak, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, müsteşarlar ve iş adamları sanatçıların özel konuşmalarını dinleyip not aldılar, yurt dışına servis ettiler. Gezi Parkı olaylarıyla sokak isyanı başlattılar. Muvaffak olamayınca, 17 ve 25 Aralık'ta sivil darbe yaptılar, Cenab-ı Hakk izin vermedi, ayaklarına dolaştı.

Aslında olay çok basit.. Dış güçlerin, (İsrail, Almanya, ABD) siyasi ve ekonomik istikrarı ile parmak ısırtan Türkiye'yi yıkmak için hazırladıkları plan suya düştü. Onlara "hizmet" edenler bugün mahkemelerde hesap veriyor. Niyet şer, akıbet şer!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.