Ver kardeşim ver!

A -
A +
KÜRESEL piyasaların iki ana gündem maddesi var. Birincisi Çin, ikincisi FED.. Çin komünist bir ülke olduğu için ekonomik göstergeler Politbüroya bağlı daimi komitenin onayından geçerek yayınlanıyor. Yakın zamana kadar veriler beklentilerin üzerinde geldiği için piyasalar tarafından olumlu algılanıyordu. Ama ne zaman ki yılbaşından itibaren borsalarda %30 düşüş yaşandı ve hisse senetlerinde 3 trilyon dolar buhar oldu, o zaman gerçekler su yüzüne çıkmaya başladı, büyük bir güven boşluğu doğdu. Büyük yatırımcılar büyüme hızı %6'nın altına düşen Çin'den kaçıyor.. Hisse senedi satışı yasaklananların eli kolu bağlı, gözleri yaşlı akıbetlerini bekliyor. En büyük darbeyi Çin'e 100 milyarlarca dolar yatırım yapan yabancı sermaye yedi.. Aralarında maalesef Türkler de var. Çin, "topal ördek" oldu. Para birimi Yuan'daki kayıplar devam edecek. Şanghay Borsasında yıl sonuna kadar %35 daha düşüş bekleniyor...ÇİN, ABD hazine tahvillerinin %20'sini elinde tutuyor. Bunların piyasa değeri 1.3 trilyon dolar. Çin böylece ABD ekonomisine finans desteği sağlayarak ihracatın önünü açmayı hedefliyordu. Temmuz ayında ihracat %8.3 azalınca Çin merkez bankası para birimi Yuan'ın değerini %4.6 düşürdü, dünya borsalarının altı üstüne geldi, kur savaşları yeniden başladı. Asıl bomba likidite darboğazına giren Çin'in elindeki ABD tahvillerini satmaya kalktığında patlayacak. ABD merkez bankasının 2014 Ekim ayında sona eren tahvil alım programından sonra hazirandan beri faiz artırımı sürekli gündemde. Bu beklentiyle aşırı değer kazanan dolar, petrolü aşağı çekti, enerji üreticilerinin bilançoları duman oldu.. Şirket kârları azaldı, enflasyon zayıfladı. Bu tablo karşısında hareketsiz kalan FED'in karşısına şimdi de Çin virüsü çıktı. Bu aşamada faiz artırımına gitmek, ekonomiyi kilitler, gelişmekte olan ülkelerden para kaçışı hızlanır, sermaye transferleri zorlaşır. 2008 krizinden çok daha ağır bir bunalım yaşanır; ne eylülde ne de aralıkta faiz artışı olur. FED'i 2016 Mart'ına kadar unutun...ULUSLARARASI kredi kuruluşları Moody's, Fitch ve Standard and Poor's erken seçimin siyasi belirsizliği arttırdığını öne sürerek, not indirimine hazırlanıyor. Türkiye 2.5 yıl aradan sonra kazandığı yatırım yapılabilir ülke notunu kaybedecek mi? Bu olumsuz gelişmenin yaşanması için tek şart var: 1 Kasım seçimlerinden koalisyon çıkması. Siyasette bölünmüş tablo ortaya çıkarsa reytingciler kepenkleri kapatacak. Bir defa seçmen 7 Haziran sonrası ortaya çıkan tabloyu ve yapılan görüşmelerde hangi siyasi partinin nasıl hareket ettiğini net biçimde gördü, notunu verdi. AK Parti de hatalarını anladı. Şimdi 90 oyla kaybedilen milletvekilliklerini geri kazanmak için toplumu heyecanlandırması lazım. Projeleri bir tarafa bırakarak direkt halkın cebini ilgilendiren kararları hayata geçireceği sözü vermeli.. Emekli maaşlarına seyyanen yapılacak zam bunun ilk işareti, arkası gelsin! Özellikle yeni oy kullanacak genç kesime yönelik büyük vaatlerde bulunması gerekiyor. Muhalefete bakın nasıl bol keseden dağıtıyor!.. Sen de vereceksin kardeşim! Bütçede açık olur; olsun! Önce havuz olsun, kaçan delikler nasıl olsa kapatılır. Hiç unutma! Veren el alan elden üstündür.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.