Başbakana açık mektup!

A -
A +
BAŞBAKANIM! Sizin büyük bir hizmet sevdalısı olduğunuzu adım gibi biliyorum. Toplantıdan toplantıya koşmanızı, mitinglere katılmanızı, gecenizi gündüzünüze katmanızı alkışlıyorum. Siz içinde bulunduğumuz süreçte icranın başında bulunarak âdeta ateşten gömlek giydiniz.
Gayretli çalışmalarınız Türk halkının kahir ekseriyeti tarafından takdir ediliyor. 1 Kasım'da inşallah mutlu sona ulaşacaksınız.

BAŞBAKANIM! AK Partinin 13 yıllık iktidarı boyunca Türkiye'ye kazandırdığı dev projelerle reformlar çivi yazısıyla tarihe geçti. Bunları kimse silemez. Vatandaşın hayat standardı yükseldi, eskiyi unuttu. Özellikle gençler, karanlık günleri hiç bilmiyor.. Türkiye'de, bugün tüm dünyanın gıpta ettiği müthiş bir tüketim toplumu var. Nüfusunun yarısı 30 yaşın altında.. Asgari ücretle çalışanların sayısı 5 milyon.. Bunların maaşlarını net 1300 TL'ye çıkararak büyük bir gelir kazancı sağladınız. Ama işverenlerin yükü %30 arttı, bunu tolere etmek için vergi indirimine gitmeniz gerekiyor. 9 milyon emekliye seyyanen 100 TL zam yaparak yaşlıların yüzünü güldürdünüz.

BAŞBAKANIM! Türkiye'nin gelişmiş ülkeler sınıfına ulaşması için 10 yıl süreyle en az %5 büyümesi gerekiyor. %3'lük büyüme bizim için resesyondur (ekonomide durgunluktur).

Büyüme hızının artması için olmazsa olmaz tek bir şart var: Faizleri düşürmek.. Çalışanların en büyük arzusu başını sokacak bir evi olmasıdır. İnsanlar gece-gündüz, yağmur-güneş demeden yıllarca emek sarf ederek alın terleri ile bir yuvaya sahip olmanın hayali ile yaşıyor.

Boğazından keserek biriktirdiği paralarla alacağı evin peşinat bedeli olan %25'ini yatırıyor, gerisini kira gibi yükleniyor. 5 yıl, 10 yıl, 20 yıllık borcun altına imza atıyor. Eğer faizler yüksek olursa, taksitler ödenemez hâle geliyor, ev hayali suya düşüyor.

BAŞBAKANIM! Bugün fonlama faizi yani bankaların birbirine borç alırken uyguladıkları faiz %9.. Mevduat faizleri yıllık %12'lere ulaştı. Kredi faizleri %15-18 aralığında.. İnşaat sektörü 200 tane sektörü peşinden sürüklüyor. İşsizliğin azalmasında çok önemli rol oynuyor. Faizler yüksek olunca konut satışları duruyor. Ekonomi ağır darbe yiyor.. Gıda fiyatları artıyor, insanlar daha az tüketiyor. Türkiye'de imalat sektöründeki azalmanın temelinde bu gelişme yatıyor. Güven endeksleri son 6.5 yılın en düşük seviyesinde.. Resmî enflasyon %8.. Gerçek enflasyon %20 düzeyinde.. İhracatta büyük düşüş var. Sanayi üretimindeki %7.2'lik yükseliş aldatıcı, kur artışının ihracat odaklı sektörlere destek vermesinden kaynaklanıyor. Eylül ayında tablo değişecek. Çarşı pazarda fiyatlar tek kelime ile ateş pahası.. Halk evine filesi boş dönüyor.

BAŞBAKANIM! Vatandaşa yapacağınız en büyük iyilik onun geçim şartlarını kolaylaştırmanızdır. Bunun yolu da faizlerin düşürülmesinden geçiyor. Şu anda %7.50 olan haftalık repo faizini %5'e indirmesini sağlamalısınız. Faiz düşerse kurlar yükselir değerlendirmesi tam anlamıyla bir palavradır. Tam tersi faiz düşerse, maliyetler azalır, enflasyon aşağı gelir.. İnsanlar daha ucuz mala kavuşur, ceplerinde daha fazla para kalır veya daha fazla tüketim yapar. Sanayinin çarkları daha hızlı döner.. Doğrudan yatırım gelir. İşsizlik azalır. İnsanlar borçlarını rahatça öder. Eğer 1 Kasım'da tarih yazmak istiyorsanız, bu faizi mutlaka düşürme sözü vermeniz lazım. Yaldızlı projeler çok güzel ülkemize büyük itibar kazandırıyor, ama karın doyurmuyor! Önce vatandaşın cebini rahatlatın ki, onlar da sizin yüzünüzü güldürsün.. Her şey karşılıklı değil mi efendim..  Saygılarımla arz ediyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.