Kovun gitsin!

A -
A +
Bu hafta siyasetten ekonomiye, uluslararası ilişkilerden kritik verilere kadar çok önemli gelişmeler piyasaları dalgalandıracak. Önce Trump’la başlayalım. 7 Müslüman ülke (İran, Irak, Suriye Somali, Yemen, Sudan, Libya) vatandaşlarının ABD'ye girmelerini yasakladı. Dünya ayağa kalktı. Özellikle Amerikan halkı büyük tepki gösterdi. 16 eyaletin başsavcısı bu karar anayasaya aykırı diyerek şiddetle protesto etti. Federal Mahkeme Trump'ın kararnamesini askıya aldı, ama hâlâ uygulanıyor. Cumhuriyetçi senatör John McCaine (Trump'a çok yakın bir isim) bile karara isyan ediyor. İran misillemede bulunuyor. ABD vatandaşlarını almıyor. Diğer ülkeler de onu izleyecek. Trump öyle görünüyor ki, kazdığı kuyuya düşecek. Başkanlık hayali başlar başlamaz bitecek. Amerika'nın itibarını dünya nezdinde düşürdüğü için büyük ihtimalle görevden alacaklar. Trump o kadar büyük hata yaptı, Hillary Clinton bile bu kadarını beklemiyordu. Gelişmeler bunu gösteriyor. Tabii Trump bu arada geri adım atarak kararnamesini çekmezse...
Türkiye için beklenen haber ratingcilerden geldi. Türkiye’nin yaşadığı olağanüstü olaylara rağmen ekonomik dengelerini korumasını dikkate almayan 3 kredi kuruluşu, asıp biçmeye devam ediyor. Önce Standard and Poor’s, ardından Moody’s notumuzu kırdı.. Cuma akşamı da Fitch buna ayak uydurdu. Kredi kuruluşları oysa siyasi belirsizlik içinde kıvranan Avrupa ülkelerine hiç dokunmuyor. S&P, “Merkez Bankasının uyguladığı politikanın yetersiz kalacağını” öne sürerek görünümü durağandan negatife düşürdü. Yani özetle faiz artışınız yetersiz, dedi. Fitch ise kredi notumuzu 3 B eksiden 2 B artıya düşürdü, not görünümünü durağanda tuttu. Fitch de siyaset ve güvenlik konusunda yaşanan gelişmelerin ekonomik performansı olumsuz etkilediğini öne sürüyor. Aslında Anayasa referandumunun Meclis'te kabul edilmesiyle Türkiye’nin çağ atlayacak olmasını hazmedemediler. Ellerindeki son kurşunu da tükettiler.. Bu 3 kredi kuruluşu da ABD menşeli.. Sadece Fitch'ın %40 payı ABD'li. Not kırarak düşmanlık yaptıklarını zannediyorlar, tam tersi kendilerini iş dünyasından dışlıyorlar...
Kredi notunun düşürülmesi Türkiye'de sadece bankaları olumsuz etkileyecek. Yani uluslararası bankalardan aldıkları sendikasyon kredisinin maliyeti artacak. Bankalarımız paraya para demiyor. Bu kadar küçük bir maliyet artışını da çok rahatlıkla karşılarlar. Aslında verdikleri kredileri geri çağırmakla bu cezayı çoktan hak ediyorlar. Kamu bankaları da buna dahil. Türkiye’nin kredi notu düştüğü için sermaye çıkışı yaşanır mı? Hiç sanmıyorum. Yabancı yatırımcıların son 1 ay içinde hisse senedinde yoğun alıma geçmeleri tam tersini söylüyor. Ratingciler kendi çalıp kendi oynuyor. Hükûmetin yerinde olsam, Standard and Poor’s’la 2013’te nasıl hazine anlaşmasını iptal ettiysek, yani kendisine rapor yayınladığı için para ödeme işinden vazgeçtiysek. Aynı hareketi Moody’s ve Fitch için de niye yapmayalım. Adamlar ülkeye ekonomik darbe yapmak için kasten aleyhimizde rapor yayınlayacaklar bir de bunlara para mı vereceğiz.. Olmaz böyle şey. Defolup gitsinler. Ne bizim onların verecekleri rapora, ne de doğrudan yatırımcıların nota ihtiyacı var. Türkiye dev projelerle yoluna devam ediyor. Dev şirketler bunları kapmak için sıraya giriyor. Bu kredi kuruluşları sırtımızda kambur be. Kovun gitsin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.