Bereket yağıyor!

En iyi yorumcu piyasalardır. Yaşanan olaylar, açıklanan göstergeler, söylenen sözlerin gerçeğini borsaların verdiği tepkiye bakınca net bir şekilde anlarsınız. Hisse senetleri yükselişe geçiyor, döviz kurları düşüyorsa iyimser bir algılama var demektir.. Borsa İstanbul’da "Ulusal 100 Endeksi" iki ayda %13 prim yaptı, 78 binden 88 bine tırmandı. Dolar kuru 3.94’ten 3.56 TL’ye devrildi, %10 fire verdi. Hem de yerli yatırımcıların her dolardaki düşüşü alım fırsatı olarak kullanmalarına rağmen. (Son 3 haftada 5.7 milyar dolar aldılar.) Bankalardaki döviz mevduat hesapları 149 milyar dolara dayandı. Hafta sonunda da dolar 3.56 TL'ye düşünce alıma geçtiler.. Geçen seneki tablo yaşanacak diye bekliyorlar? Daha çok beklerler..

İstihdam seferberliği inanılmaz bir hızla büyüyor. Daha şimdiden 150 bin kişi iş sahibi oldu. İnsanların yüzü gülüyor evine çoluk çocuğuna aş götürüyor. Tüketim artıyor. Fabrikalar tam kapasite ile çalışıyor. Yurt dışından fon yağıyor. Hem sıcak para hem de yatırım sermayesi akıyor.. Varlık fonu kuruldu, büyüklüğü 1 ayda 35 milyar dolara ulaştı. Yani 126 milyar lirayı gördü. Bu hızla 200 milyarlık hedefe ilk çeyrek sonunda ulaşırız. Kredi garanti fonu ile KOBİ’ler bayram ediyor. Merkezî yönetim bütçesi fazla veriyor, reel sektör güven endeksi 7 yılın zirvesinde. Peki ne oluyor? Bunun tek bir açıklaması var: Referandum bereketi.. Anketlere bakmayın siz %60’tan daha az bir 'evet' çıkmayacak. Hoş %50.5’te olsa sonuç değişmeyecek. Ama yüksek bir evet, hayırcıların sesini kesecek.

AK Parti bugüne kadar girdiği bütün seçimlerden alnının akıyla çıktı, yine öyle olacak. Referandum sonrasında Türkiye’de sistem değişecek. Uluslararası bankalar daha şimdiden "dolar 3 liraya düşer" yorumları yapmaya başladı bile. Bu sene hisse senetleri coşacak. Şu anda biraz uçuk gelebilir ama endeksin 140 bin olduğunu görür gibiyim...

Financial Times gazetesinde çok çarpıcı bir yorum haber var; “Dünya ekonomisinin temelleri çok uzun zamandan beri bu kadar sağlam görünmüyordu” diyor. Uluslararası kredi kuruluşu Moody’s, küresel görünüm raporunda, bizim de aralarında bulunduğumuz gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme hızını bu yıl %4.8 görüyor. Piyasalarda dozu her gün artan bir iyimserlik hâkim oldu.. Çok sürpriz bir olay yaşanmadığı takdirde bu hava kolay kolay bozulmaz. Ne Avrupa’da yaklaşan seçimler, ne Trump’ın korumacı planları, ne FED’in faizi, hızımızı kesemez. Suriye’de elde edilen zaferler, görülmemiş PKK temizliği, FETÖ’cülerin çanına ot tıkanması, ülkemize içeride ve dışarıda büyük itibar kazandırıyor. Üç beş çatlak sese kimse aldırmıyor. Sinek vızıltısı gibi.. 

Son bir not: Şarap üstadı(!) yazar, makalesinde şu duayı yazarak sözde “hayır”cıları destekliyor..  “Allah’ım... Senden istenen şeylerin hayırlısını, duanın hayırlısını, kurtuluşun hayırlısını, işlerin hayırlısını, sevabın hayırlısını, hayatın hayırlısını, ölümün hayırlısını istiyorum...” Bu "aksaçlı delikanlı"ya şu nasihati yapıyorum: Sen sen ol, haddini aşan konularda yazı yazma.. Bu dualarda kastedilen hayırların tamamı o senin anladığın “hayır”lardan değil. Bir defa bu kelime telaffuz edilirken, boğazdan çıkan “Hı” harfiyle okunur. “Hıyar” dersen salatalık olur.. “Hı” ile söylersen “hayırlı” olur. “Hı” ile “Hayırlı” demek “iyilik”  anlamına gelir. İmanın şartını anlatan Amentü duasında geçer.. Hayrihi ve şerrihi.. yani iyiliklerin ve kötülüklerin tamamı Allah’tandır, diye.. Yani Cenab-ı Hakk iyilik isteyene iyilik yaratır, kötülük isteyene kötülük yaratır. Doğrular ve yanlışlar ortaya konulmuştur. Kişi gideceği yolu kendi seçer...