Yarasalar!

 

 

Nazi kelimesi, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin ideolojisini benimseyen kişi ya da kurumlara verilen genel ad. Bunlar Alman ırkının yeryüzündeki tüm ırklardan üstün olduğunu savunurlar. Aradan 70 yıl geçti, değişen bir şey yok, bugünküler de aynı görüşte.  1933-1945 yılları arasında Almanya, işçi partisi idaresi altında tek parti rejimine dayalı yönetim sistemiyle Avusturyalı Adolf Hitler’in liderliğinde milyonlarca insanı katletti. Nazi Almanyası kurbanları için 20 bin kamp kurdu. Katliam kamplarında insanlara akılların almayacağı işkenceler yapıldı. II. Dünya Savaşı sırasında, Nazi kamp sistemi hızla yayıldı. Bazı kamplarda, Nazi doktorlar esirler üzerinde tıbbî deneyler yaptı. Binlerce Sovyet savaş esiri vurularak ya da gaz odalarında zehirlenerek öldürüldü. Almanya'da yalnızca imha kamplarında üç milyondan fazla Yahudi öldürüldü...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kanlı eylemlerle binlerce masum vatandaşımızı şehid eden terörist katillere kucak açan Almanları Nazilere benzetiyor. 15 Temmuz’da kendi kardeşine bomba yağdıran FETÖ’cü isyancılar Almanya’ya sığınıyor. Düşmanımın düşmanı dostumdur diyen Almanlar, vatan hainleriyle teröristleri eylemci diyerek bağrına basıyor. FETÖ'cüleri mağdur olarak görüyor. Nazi kelimesinden çok rahatsız oluyorlar. Bugün medeni görünüyorlar, ama ruhlarında taşıdıkları intikam duygusuyla Nazilerden ne farkları var! Ataları, suçsuz insanları fırınlarda yakıp kül ediyordu. Onlar, bizim evlatlarımızı katleden canavarları koruyor, kolluyor, besliyor, silahlandırıp üzerimize salıyor. Türk Bakanların miting yapmasına izin vermiyor. Ama PKK’nın hain posterlerle sokaklarda yürümesine ses çıkarmıyor. Alman istihbarat şefi utanmadan, mahkemedeki itirafları görmeden “15 Temmuz’un arkasında Gülen’in olduğuna dair kanıt yok” diyor. 

Merkel’e gereken cevabı Trump verdi. Beyaz Saray’da rezil etti. Yanında süklüm püklüm, elleri havada oturan Merkel’in suratına bile bakmadı, elini de sıkmadı. Yetmedi, Almanya ile ABD arasında düzenlenen iş dünyası toplantısında danışmanlığını yapan kızı Ivanka’nın yanına oturttu. Senin yerin burası, dedi. Son darbeyi attığı tweet’le indirdi; “Almanya, NATO ve Amerika’nın kendisine sağladığı savunma borçlarını ödemeli” dedi. Trump’ın ana maksadı Merkel’i 24 Eylül’deki seçimlerde sakatlamak. Bunu da büyük ölçüde becerdi. Trump’tan umduğunu bulamayan Merkel, ülkesine döner dönmez bir tokat da siyasetten yedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Sosyal Demokrat Parti'nin başkanı oldu. Merkel’in korkulu rüyası olacak Schulz’un, kamuoyu yoklamalarında açık farkla önde olduğu konuşuluyor...

Moody’s’den beklenmedik bir not darbesi daha geldi. Uluslararası reyting kuruluşu Türkiye’nin kredi notunu Ba1 olarak tuttu ancak görünümünü durağandan negatife indirdi. “Türkiye’nin kurumsal gücünde bozulma devam ediyor. Büyüme görünümü zayıflıyor” gerekçesiyle not indiren Moody’s “Türkiye genç nüfusa sahip, dinamik çeşitlilik arz eden bir ekonomisi var. Bu faktörler %3.3’lük büyüme hızını destekliyor. Hükûmetin bütçe açığı benzer ülkelerden daha iyi” diyerek kendini yalanladı. Ama onun maksadı çok açık: "Çamur at izi kalsın"... Aslında bu hareketin 16 Nisan’daki halk oylamasını etkilemek olduğu bal gibi ortada.. Ama yine kendi oklarıyla vuruldular. Zira her suni etki, pozitif tepkiyle karşılanıyor. Yani haksız saldırılar Türk halkının 'evet' üzerinde yoğunlaşmasını sağlıyor...