Gemi kalkıyor!
28 Mart 2017 02:00
Beyaz eşyada özel tüketim vergisinin sıfırlanması beklendiği gibi bütçe vergi gelirlerinde azalışa neden olmadı, tam tersine 25 milyon liralık bir katkı sağladı.. 75 milyon liralık vergiden feragat eden Maliye Bakanlığı, yüzde 32’yi bulan beyaz eşya ciro artışı ile 100 milyon lirayı kasasına koydu. Vergi gelirlerini artırmak için vergi oranlarını yükseltmek mi gerekir yoksa tam tersi düşürmek mi? Türkiye’de yıllardır cevabı bulunamamış bir tartışmadır bu. Ama şurası bir gerçek ki, şubat ayı başında devreye sokulan beyaz eşya ve mobilyadaki vergi indirimleri piyasada müthiş bir hareketliliğe yol açtı, satışlar âdeta patladı. Sonuçta, vergideki indirime rağmen, gelirler arttı. Maliye Bakanlığı şimdi bu indirimleri yıl sonuna kadar neden devam ettirmesin.. Yeri gelmişken hatırlatalım. Dünyanın hiçbir ülkesinde beyaz eşyadan KDV alınmıyor...
Başkan Trump’ın sağlık yasasını iki defa ertelemesinin ardından gelişmekte olan piyasalara para akışı yoğunlaştı.. Dolardaki kayıplar derinlik kazanıyor. Dolar 3.60 çizgisinin etrafında dolanıp durdu. Aslında 1.0870 sentteki çapraz kur karşılığı 3.55 TL’ye inmesi işten bile değildi. Ama yerli yatırımcılar algı operasyonuna kapıldı, sürekli alıcı konumunda bulundular. Bir haftada 3.7 milyar dolar daha aldılar. Bankalardaki yerli ve kurumsal döviz tevdiat hesapları toplamı 151.4 milyar dolara ulaştı. Dikkat edecek olursanız, her alımdan sonra kurlar saman alevi gibi parlıyor, ardından gevşiyor. Yerli yatırımcı maliyeti düşürmek için yeniden alıma geçiyor. Sonunda bir basamak çıkıyor, iki basamak iniyor. Yani kaybediyor. Asıl golü 17 Nisan’da yiyecek, farkında değil. Bu köşede yaza yaza kalemimizde mürekkep bitti (öyle denir); döviz alanın cebi yanar. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur!..
Başkan Trump’ın sağlık yasasını iki defa ertelemesinin ardından gelişmekte olan piyasalara para akışı yoğunlaştı.. Dolardaki kayıplar derinlik kazanıyor. Dolar 3.60 çizgisinin etrafında dolanıp durdu. Aslında 1.0870 sentteki çapraz kur karşılığı 3.55 TL’ye inmesi işten bile değildi. Ama yerli yatırımcılar algı operasyonuna kapıldı, sürekli alıcı konumunda bulundular. Bir haftada 3.7 milyar dolar daha aldılar. Bankalardaki yerli ve kurumsal döviz tevdiat hesapları toplamı 151.4 milyar dolara ulaştı. Dikkat edecek olursanız, her alımdan sonra kurlar saman alevi gibi parlıyor, ardından gevşiyor. Yerli yatırımcı maliyeti düşürmek için yeniden alıma geçiyor. Sonunda bir basamak çıkıyor, iki basamak iniyor. Yani kaybediyor. Asıl golü 17 Nisan’da yiyecek, farkında değil. Bu köşede yaza yaza kalemimizde mürekkep bitti (öyle denir); döviz alanın cebi yanar. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olur!..
Reel Efektif Kur, geçen seneye göre %11 aşağıda. Bugün dolar 3.60 TL ise gerçek olması gereken değer 3.204 TL’dir. Hesabınızı buna göre yapın. Yani doların bugünkü seviyesinden en az 40 kuruş daha aşağıda olması gerekiyor. Kredi notumuzun düşürülmesi, Suriye’de tansiyonun yükselmesi, Avrupa ile yaşanan siyasi gerilim, referandum algısı, dolar 3.94 TL ile tavana çıkardı. Bu seviyeden sonra düzeltme hareketi başladı. 3 ayda %10 gerileme var. Hâlâ alıyorlar, niye 16 Nisan’da “hayır” çıkarsa ortalık karışırmış. Avrupa ile "papaz" olurmuşuz! Türkiye erken seçime gidermiş. Bunların tamamı palavra. Hiçbirisi olmayacak evvel Allah... Asıl fırtına halk oylamasında %58’in üzerinde 'evet' çıktığı zaman yaşanacak. Dolar nasıl çakılıyor, hisse senetleri nasıl patlıyor göreceksiniz. Avrupa ülkelerinin nasıl yelkenleri indirdiğine şahit olacaksınız. Yurt dışından sermaye akışının yoğunlaştığını damarlarınızda hissedeceksiniz. Halk iradesine kimse karşı çıkamaz. Herkes önünde eğilir. Şunun şurasında 2 hafta var. Döviz alanlara son kez hatırlatıyorum: Kafanızı duvardan duvara vurmak yerine, zararın neresinden dönersem kardır diyerek, TL’ye geçin. Ya hisse senedi alın, ya da devlet tahvili.. Ne yaparsanız yapın, ama acele edin, gemi kalkıyor...