Para, itibar ve güç!

A -
A +
Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı döneminde yani 2014'ten bugüne kadar 52 ülke ve 73 ziyaret gerçekleştirdi. Referandum sürecinden sonra dünyada en güçlü dinlenen ses oldu. Partisine döndüğü ve Türk ekonomisinde yeni bir başarı hikâyesinin başladığı şu günlerde 3 kıtada yatırımcıların en çok dinlediği isim Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ziyaret ettiği ülkelerin nüfusu Avrupa Birliği eklenirse 3 milyar 690 milyonu buluyor. Bu ülkelerin millî gelirlerinin toplamı 31 trilyon dolar. İnanılmaz bir potansiyel var. 
Hindistan’da iş adamlarıyla bir araya gelen Erdoğan sadece Hintli yatırımcıları Türkiye’ye davet etmekle kalmadı, Türk yatırımcısının bölgede daha etkin olması için fırsat sağladı. Cumhurbaşkanının mayıs ayındaki ilk durağı Rusya oldu. Soçi’de Başkan Putin’le yaptığı görüşmede çok önemli kararlar alındı. Ama bence bu ziyaret Erdoğan’ın Trump’la yapacağı görüşme öncesinde müthiş bir politik manevra oldu. Rusya ile ürün krizi çözüldü, Suriye’de güvenli bölge oluşturuldu. Bunlar tabii ki çok güzel gelişmeler.. Ama asıl olay Rusya’dan S-400 füzelerinin alımı için yapılan görüşmeydi. Başkan Trump 17 Mayıs’ta büyük ihtimalle, YPG’ye verdiği destekten vazgeçmek zorunda kalacak. Aksi hâlde Türkiye’yi kaybedecek. İpler bu kadar gerildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ya YPG ya Türkiye” diyecek.. Trump YPG derse Türkiye-Rusya ittifakı daha da perçinleşecek, Orta Doğu'da çok gergin bir hava oluşacak. Trump, "Türkiye" derse YPG dışlanacak. Zaten şu anda Suriye’de başlayan güvenli bölge uygulamasıyla YPG’nin etkisi sıfırlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Kuveyt’te Limak Holding’in tek başına yurt dışında kazandığı en büyük ihale olan Kuveyt Uluslararası Havaalanı Ana Yolcu terminal binasının temel atma törenine katılacak. Kuveyt’in güvenlik ve istikrar açısından Türkiye için çok büyük önemi var. Gündemde iki ana konu yer alıyor. Savunma ve enerji. Türkiye bir taraftan küresel aktörlerle ilişkilerini normalleştirmeye çalışırken, diğer yandan bölgesel aktörlerle münasebetini gündemde tutmayı ihmal etmiyor. Kuveyt başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleri İran'ın baskısından çok rahatsız durumda. Kuveyt'in nüfusunun %30'u Şii.. Bahreyn'in %70'i Şii.. Suudi Arabistan'ın %20'si Şii.. İran işte bu Şii akımlarını etkileyerek, yönetimleri rahatsız ediyor. Körfez ülkeleri Türkiye'yi İran'a karşı büyük bir garantör ülke olarak görüyor. Türkiye de Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge konusunda Kuveyt’in desteğini alacak.
Savunma sanayii, Türkiye'nin bu alanda son yıllarda katettiği mesafe ve buna bağlı olarak oluşan yeni iş birliği imkânlarıyla ülkeler arası ilişkilerin geliştirilmesinde çok önemli bir avantaj oldu. Bu konuda elde ettiğimiz başarıları uluslararası alanda değerlendirmek istiyoruz. Kuveyt’e özellikle insansız hava aracı başta olmak üzere silah satmak istiyoruz.
Bu arada önemli noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye’de son yıllarda özelikle dev holdinglerin üretimlerinin büyük kısmını savunma sanayii ürünlerine ayırıyor. Son derece nitelikli mal üretiyorlar. Böylece hem ihracattaki payları artıyor, hem de gelirleri. Silah sektöründe elde edilen başarılı çalışmanın arkasındaki büyük finans desteği buradan geliyor. AR-GE çalışmaları bu kaynakla sağlanıyor. Sonuç ortada: Para, itibar ve güç!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.