Al sana ambargo!

A -
A +
Suudi Arabistan ve Katar arasındaki soğukluk 22 yıl öncesine dayanıyor. 1995 yılında Katar’ın bugünkü emiri es-Sani, Suud yanlısı babasını devirerek başa geçti ve aynı yıl içinde LNG yani sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatına başladı. Bu hareket bölgedeki dengeleri değiştirdi. Körfez ülkeleri LNG’nin enerji alanındaki rolünü fazla önemsememişti ancak Katar’ın Dolphin boru hattıyla doğalgazı Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’a taşıması bütün hesapları bozdu. Katar’ın Asya ve Avrupa ülkelerine doğalgaz satmaya başlaması bardağı taşıran damla oldu. Katar bunlara aldırmadı, üretime devam etti. Bugün dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı konumunda. Katar gemilerle doğalgazı taşıyarak dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat yapabiliyor. Diğer ülkeler elde ettikleri doğalgazı boru hattına sahip olmadıkları için yurt dışına satamıyorlar. Katar yıllarca sessiz sedasız milyarlarca dolar harcayarak LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) tesislerini kurdu. Katar’ın kanıtlanmış doğalgaz rezervleri 24.5 trilyon metreküp.. Suudi Arabistan’ın ise 8.2 trilyon metreküp. Yani küçücük ülke koskoca Arabistan’ı LNG varlığında 3’e katlamış durumda...
Geçen yıl Katar 77.2 milyon ton LNG ihracat ederek ilk sırada yer aldı. İşte enerji alanında Suudi Arabistan’la yarışan Katar, diplomatik alanda da diğer Körfez ülkelerinden bağımsız bir politika izliyor. Bir ABD üssüne ev sahipliği yapan Katar, Rusya, İran ve ABD ile ilişkilerde Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ittifakı dışında politikalar izlediği için komşuları tarafından sık sık eleştiriliyordu. Katar bir zamanlar Suudi Arabistan’a bağımlı bir devletti ancak doğalgazdan edindiği servetle bağımsız bir ülke konumuna geldi. Tüm bölge Katar’ın kanatlarını kırmak için zemin arıyordu.. Beklenen fırsat ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında geldi. Trump bu ziyarette İran’ın izole edilmesi gerektiğini söylemiş, Katar’ın resmî haber ajansında ise hükûmetin Trump’ın açıklamalarına itiraz ettiği yönünde haberler çıkmıştı. Katar hükûmeti daha sonra haberin hacker saldırısı sonucu sitede yer aldığını söylese de kimseyi inandıramadı...
Sonuçta kendi inancında olan ülkelerden önce diplomatik daha sonra ekonomik ambargo yedi. Basra Körfezi’nde küçük bir yarımada olan Katar şimdi kara ve hava bağlantıları kesilerek dünyadan izole edilmeye, diz çökmeye zorlanıyor. Suudi Arabistan’ın hedefi şu anda işbaşında olan Emir es-Sani’yi devirip yerine kendisine bağlı bir ismi getirmek. Yani tarihi tekerrür ettirmek istiyorlar. Zira Suudlar bugün düşük petrolde; dolayısıyla ekonomik bunalımdan kurtulamıyor. En büyük korkuları da bu krizin halkı isyan noktasına götürerek, tahttan indirilmeleri. İşte bunun için ABD ile 350 milyar dolarlık silah anlaşması yaparak gözdağı vermek istediler. Ama halk kararını verince onları ne silah durdurur, ne de füze!.. Ama kendi silahları ile vuruldular. Katar'a ambargo günlük üretim kesinti programını rafa kaldırdı, petrol düşüyor. Brent petrol 47 dolara indi. Bu gidişle 40 doları görecek. Petrol düştükçe zararları katlanıyor.  
Türkiye tabii ki Katar'a sahip çıkacak. Zira o ülkede Türk müteahhitlerinin yapmakta olduğu 15 milyar dolarlık proje var. Bunlar iptal edilirse ortaya çıkacak büyük kayıp, tam toparlanmakta olan ekonomiye korkunç bir darbe indirmez mi? Biz doğrusunu yaptık. Bölgede askerî üs kuruyoruz. Hem Katarlıları eğiteceğiz, hem de terör, yağma ve saldırılara karşı kalkan olacağız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.