Veren el!

A -
A +
AK Parti hükûmetlerinin en sağlam yönü mali disiplinden taviz vermemesiydi. 15 yıllık iktidarları boyunca yaşanan olağanüstü gelişmelere rağmen bu tablo bozulmadı. Ancak 2016 darbe girişiminden sonra mali teşvikler ve ekonomiyi canlandırmak için kamu harcamalarının artırılması, bütçe açığını büyüttü. Geçen sene haziran ayında 7.9 milyar liralık açık bu yıl 13.7 milyar liraya yükseldi. 6 aylık açık ise 25.2 milyar liraya tırmandı. Ama 2017 için öngörülen bütçe açığının 46.9 milyar lira olarak belirlendiği dikkate alınacak olursa, rakamlar korkutucu düzeye ulaşmış değil.
Bütçe açığı neden yükseldi? Şirketlerin yılın ilk çeyreğinde ödemesi gereken 6 milyar liralık sosyal güvenlik prim ödemeleri yılın son çeyreğine ötelendi. Vergi indirimleri, turizm teşvikleri, istihdamın desteklenmesi gelirlerin azalmasında önemli rol oynadı. Hazine bütçe açığını kapatmak için 6 ayda 46.5 milyar lira borçlandı. Yetmedi, şimdi borçlanma limiti arttırılıyor. Peki bütçe açığı şu anda rahatsız edici boyutlarda mı? Kesinlikle hayır! Bakın maliye politikasındaki gevşemeye rağmen şu anda %1.6 olan bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya olan oranı en kötü ihtimalle %2'ye yükselecek. Yine de Maastricht kriterlerinin altında kalacak...
Hollanda'nın Maastricht kentinde imzalanarak 1 Kasım 1993'te yürürlüğe giren Avrupa Birliği Antlaşmasına göre, üye ülkelerin kamu açıklarının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının %3’ü geçmemesi gerekiyor. Ama buna uyan hiçbir Avrupa ülkesi yok. Oysa bizi AB üyeliğine almış değiller. Ama hâlâ bu oranın altındayız. Diğer taraftan Türkiye’nin kamu borcu Avrupa Birliği ortalamasının yarısından çok gerisinde.  İşte bu yüzden Türkiye, başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesi tarafından feci şekilde kıskanılıyor.
Türkiye'nin kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı %28.3 ile tüm AB ülkelerinden çok daha iyi. AB'de bu oran yüzde 85. Yani Türkiye’nin kamu borcu, Avrupa Birliğinden 3 kat daha iyi. Bütçe açığı artıyor, ama alarm verecek seviyede değil. Son dönemde devlet harcamaları azaltılmaya başlandı. Kamu maliyesinde hâlâ gevşeyecek alan var. Nitekim piyasalar bu gelişmeye olumsuz tepki vermiyor. Aksine Türk Lirası güçleniyor, Borsa İstanbul’da hisse senetleri rekor üstüne rekor kırıyor.
Hazinenin büyük borçlanma stratejisine rağmen faizlerde değişiklik yaşanmıyor.
Sonuç: Veren el, alan elden üstün bunda şüphe yok. Ama vermeden de alınmıyor!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.