Yeter be!

Merkez Bankasını faiz artırımına zorlamak için uluslararası bankalar ve kredi kuruluşları tüm silahlarını kullanıyor. ABD’nin en büyük bankası Türkiye’ye büyük savaş açtı. JP Morgan, önce TL’deki keskin değer kaybı karşısında Merkez Bankası’nın kararlı bir adım atması gerektiğini açıkladı. Ardından Türk lirası ve tahvilinde ağırlık azalt tavsiyesi yaptı. Daha doğrusu bu tavsiyesini yeniledi. 5 Ocak 2018 için dolar/TL’de 4.10 hedefli pozisyon aldı. Londra'da, Türkiye ve Rusya gündemiyle düzenlenen toplantıda konuşan Fitch yöneticileri ABD'de Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'ya karşı İran'a yönelik ABD yaptırımlarını ihlal ettikleri iddiasıyla açılan davaların Türk bankalarını negatif not baskısı altında bırakabileceği uyarısında bulundu. Bu gelişme karşısında döviz sepeti 4.30 TL’ye tırmandı. Türkiye’de 5 bankanın ismi geçiyor. Doç. Dr. Hatice Karahan “Merkez Bankası görevinin bilincinde gerektiğinde sıkılaşır (yani faiz artırır). Geçen yıldan bu yana 400 baz puan sıkılaştırma yaptı” dedi. Cemil Ertem de “Enflasyon beklentileri bozulduğu takdirde merkez bankası faizleri yukarı çekebilir, bunu her an yapabilir. 14 Aralık’ı beklemesine gerek yok” diye konuştu. İki  Cumhurbaşkanlığı ekonomi başdanışmanının söz birliği ederek Merkez Bankasının faiz artırabileceğini söylemeleri, Cumhurbaşkanının buna izin verdiği şeklinde algılandı. Danışmanların böyle kritik bir konuda net ifade kullanmalarının başka bir açıklaması yok. Evet şimdi asıl konuya gelelim...

Dünya eski dünya. Yenilik lafta kalıyor. Amerika "kral benim, herkes emirlerimi dinleyecek" diyor. Yoksa yok.. Beylerin karşısında el pençe divan duracağız. Tüm emirlerini harfiyen yerine getireceğiz. Aksi hâlde ekonomiyi batırırlar. Bak doları nasıl uçurdular. Ne kadar saçma değil mi? ABD İran'a yaptırım uyguluyor. Tüm dünya ülkeleri ona uymak zorunda kalıyor. Senin yaptırımın bizi niye bağlıyor, diye kimse çıkıp da sormuyor. Soramıyor. Çünkü uzaydaki binlerce uydusuyla en mahrem alanları bile izleyen bilgi ağı sayesinde her ülke hakkında ellerinde korkunç bir istihbarat var. Sır diye bir şey kalmadı. Biraz sesinizi çıkarın başınıza nasıl çorap örülüyor, görün. Sanki ülke değil, "modern terörist" bir örgüt!  Neymiş efendim. ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmişiz. Türkiye muz cumhuriyeti değil. Hızla büyüyor. Büyürken enerji kullanıyor. Bu enerjiyi aldığı ülkeler belli. Rusya, İran, Azerbaycan ve Katar. Sam Amca diyor ki: İran'dan alma!. Sen bizim işimize ne karışıyorsun. Sa-na-ne!.. Biz senin devlet işlerine karışıyor muyuz? 

Beyler bize emretmekle kalmıyor, yaptırımı deldiğimiz için bize ceza vermeye kalkıyor. Şu cürete bakın!. Bankalarımız tazminat ödemeye mahkûm edilecekmiş. Kime ödeyecekler. Amerika'ya. Şu küstahlığa bakın!. Bizi şamar oğlanı görüyorlar. Ensemize vurup ağzımızdan lokmayı alacaklar. Aslında aracılarla, İran'dan aldığımız gazın parasını altın olarak ödeyerek çok büyük hata yaptık. "Amerika'nın yaptırımı bizi değil kendini bağlar" diyerek İran'la ticaretimizi sürdürmeliydik. 

Şimdi ortaya çok garip bir dava çıktı. Türkiye artık eski Türkiye değil. Bize hiçbir şekilde ceza veremezsiniz. Biz senin mandan değiliz. Verdiğiniz cezayı asla ödemeyiz. Hür bir ülkeyiz. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bize hiç-bir-şey dayatamazsınız. İpler koparmış. Koparsa kopsun. Yeter be yeter!