Bu mu süper güç?

Türkiye üzerinde oynanan oyunu görüyorsunuz değil mi? Sanki görünmeyen bir el düğmeye bastı. 3 koldan saldırı başladı. ABD, FETÖ’nün kendisine ulaştırdığı sahte belgelerle bizi yargılıyor. Sözüm ona 17-25 Aralık’ın hesabını soruyor. İran’a uyguladığı yaptırımı delme suçlaması tamamen hedef saptırmaca. Asıl maksat ekonomiyi yerle bir etmek. En güçlü olduğumuz bankaları hedef aldılar. Sermaye yeterlilik oranı %17 ile rekor düzeyde olan finans kuruluşlarımızın uluslararası itibarını ayaklar altına almak istiyorlar. İkincisi NATO.. Düzenlediği tatbikatta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk ile Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında görülmemiş bir skandala imza attı. Sonra bunu bir askerin sırtına yükleyip özür diledi. 

Yine aynı NATO Türkiye’yi tehdit etti: “Aldığınız S-400’lerin sonuçları olacaktır” açıklaması yaptı. NATO Askerî Komite Başkanı Petr Pavel Türkiye’nin Rusya’dan S-400 sistemini satın almasının, NATO ülkelerinde uyumlu olan “hava savunma sisteminin parçası olmasının önüne geçeceğini” söylüyor ve ekliyor: “Başka teknik kısıtlamalar olabilir..” Bile bile Amerika’ya giden Reza Zarrab itirafçı değil iftiracı oldu, ağzına geleni söylüyor. Açılan davanın gerekçesi belli. Türkiye'de siyasi tartışma çıkaracak meselelere giriyorlar. Olayı çözdüklerini söylüyorlar Ama bunu ispatlayamıyorlar. Birtakım şemalarla ve hukuka aykırı delillerle kafaları karıştırıyorlar. Bu delilleri kim verdi? FETÖ.. Aslında ABD mahkemesinin Türkiye’den talep etmesi gerekirdi. Etmediler. Hukuka aykırı delilleri kullanarak 21 ay mahkemeye çıkarmadan cezaevinde tuttukları Zarrab’ı itirafçı yaptılar. Sonra söylediklerini tüm dünyaya yaydılar. Türkiye'de açılmış ve kapanmış bir dava yeniden dünyanın hiçbir ülkesinde görülemez.

Son darbe CHP’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakınlarına ait sahte belgeleri yayması. ABD’den koli ile belgelerin CHP genel merkezine gönderildiği öne sürülüyor. Şu ana kadar CHP, bu belgeleri kimden aldığını söylemedi. Bakalım Savcılık soruşturması sırasında neler anlatacaklar. Bugün yeni bir bomba (!) açıklayacaklarmış. Bankaların birbirlerine gönderdikleri havale dekontlarını belge diye yayınlıyorlar. Rakamlar dolar cinsinden olduğu için ABD’deki muhabir bankalar bunları görüyor. FETÖ’cüler de alıp kullanıyor. Türk bankacılık sistemi son derece sağlam ve güvenilir. Öyle olmasa dünya bankacılık devi Bank of China, Türkiye’de çalışma izni ister miydi? Bankalarımız yurt dışından sendikasyon kredisi alabilir miydi? Bütün bu senaryonun temelinde ne var biliyor musunuz? Türkiye’nin göz kamaştıran büyüme süreci. 11 Aralık’ta çift haneli üçüncü çeyrek rakamları açıklanacak. Dünyanın en yüksek büyümesine kavuşmamızın getireceği pozitif havayı etkisiz hâle getirmek için akla hayale gelmedik yollara başvuruyorlar. Koskoca Amerika'nın düştüğü hâle bakın. Bu mu süper güç?