Ateş çemberi!

A -
A +
Dünya ekonomisini ABD Merkez Bankası (FED) yönetiyor. Faizlerle oynayarak getirileri belirliyor. Küresel borsalarda hisse senetleri açıklanan göstergeler ve şirket kârlarıyla dalgalanıyor. Peki FED’in sahibi kim? Görüntüde Amerika Birleşik Devletleri. Ancak gizli sahibi Rotschild ve Rockefeller’in başrolde olduğu 10 süper zengin aile. Bunlar dünyayı parmağında oynatıyor. Obama’nın göreve geldiği 20 Ocak 2009’da ABD’nin toplam borcu 10 trilyon dolardı. Bugün bu rakam 20,6 trilyon dolara ulaşmış durumda.. Bu korkunç borç yükü sebebiyle ABD artık silahlı kuvvetlerini karşılıksız para basarak, küresel ülkelerden borçlanarak yani tahvil satarak özetle dünyanın emeğini çalarak finanse edebiliyor. Washington bu kısır döngüye mahkûm. Çünkü silah gücü üstünlüğünü kaybettiği anda ülke ekonomisi çökecek. Bu düzene karşı çıkan ülkeler hedef oluyor. Trump yönetimi, çok büyük bir artışla 2018 bütçesinden askerî harcamaların alacağı payı 700 milyar dolara çıkardı. Nükleer silah programları için enerji bakanlığına ayrılan pay, dışişleri bakanlığının askerî programları, istihbarat kuruluşları ve ulusal güvenlik departmanına ayrılan paralar da ilave edildiğinde ABD’nin güvenlik için yapacağı harcamalar bu yıl 1 trilyon doları bulacak. Amerika savaş körükleyerek, askerî bütçeyi finanse edecek bu parayı nereden buluyor? Dolar basarak tabii.. Amerikan hazinesi borçlanmak istediği kadar hazine tahvilini FED’e veriyor. O da bu tahviller karşılığı Amerikan dolarını hükûmetin hesabına aktarıyor. 
Dünyada en çok ABD tahvili bulunduran ülkeler şunlar: Çin, 1.2 trilyon dolar. Japonya 1.1 trilyon dolar. İrlanda 270 milyar dolar. Cayman Adaları 262 milyar dolar. Brezilya 258 milyar dolar. İsviçre 240 milyar dolar. Lüksemburg 227 milyar dolar. İngiltere 217 milyar dolar. Hong Kong 189 milyar dolar. Tayvan 183 milyar dolar...
Trump’ın açıklamalarıyla ABD’ye düşman ülke sayısını arttırmasının ardında savaş korkusu var. ABD silah sanayi çalışacak, ekonomi ayakta duracak. Silah sanayi deyip geçmeyin, tam 400 sektörün ekmek yemesini sağlıyor. Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerine hava savunma sistemleri konuşlandırıldı. Bu ülkelere milyarlarca dolar değerinde yüksek teknoloji silahlar satıldı. Savaş geliyor diyerek korku imparatorluğu kuruluyor. Böylece, tüm kazançlarını silaha yatırmaya mecbur kalan dünya ülkelerinin büyüme hızları düşük kalıyor. 
Son olarak ABD, Suriye sınırında 30 bin kişilik PYD/PKK ordusu kurarak ateşle oynamaya başladı. En korkunç gelişme, bu teröristler ABD bayrağı altında konuşlanıyor. Türkiye karşılık verirse ABD ile savaşa mı girmiş olacak. En üst düzeyde tahrik var. İran’a yaptırımları ihlal ettiği iddiasıyla açtığı kumpas davasıyla Halkbank üzerinde ülkemizi mahkûm etmeye çalışıyorlar.. Önce vize krizi çıkarttılar. Tutmayınca geri adım attılar. Bu defa kendi vatandaşlarına Türkiye’de terör var bu ülkeye gitmeyin demeye başladılar.
2008 krizinin üzerinden 10 yıl geçti. FED’in bilançosu 600 milyar dolardan 4.5 trilyon dolara çıktı. Hâlâ ekonomi ayağa kalkamadı. Çıldırdılar, dünyayı ateş çemberinde tutarak para kazanmak istiyorlar. Kanla besleniyorlar. Transatlantikler de batar. Koskoca Titanik'i bir buz dağı bitirdi. ABD de elbet bir gün bitecek. Zulüm asla payidar olmaz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.