Sanmıyorum!

A -
A +
Türkiye stratejik konumu ve dev projeleriyle hem yerli hem yabancı tüm yatırımcıların ilgi odağında.. Zeytin Dalı Harekâtıyla elde edilen zafer ülkeye büyük itibar ve güven kazandırdı. Savunma sanayi gururumuz oldu. ABD bile bu başarı karşısında şapka çıkardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda anlaştı. Peki Avrupa Birliği, BM, Almanya, Fransa neden Afrin operasyonuna karşı çıkıyor bunu sonlandırmamızı istiyor?.. Türkiye’nin bölgede kazandığı saygınlıktan çok rahatsız oldular. Sınırların terör tehdidinden kurtulmasıyla ülkede ekonomik canlılığın arttığını, yatırımcıların akın akın geldiğini görüyorlar. Özetle, Türkiye kendileri için çok ciddi bir rakip konumuna geliyor. Bunu hazmedemiyorlar. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahibiz. Bu aynı zamanda, ülkemizi nitelikli ve rekabet avantajı olan insan kaynağı anlamında da ön plana çıkarıyor. Birçok uluslararası şirketin Türkiye’ye yatırım yapmasının temel nedenlerinden biri bu. Türkiye, 77 milyonu aşan mobil operatör abonesi ve 20 milyonu aşan internet kullanıcısı ile teknoloji iş girişimleri için çok önemli fırsatlar sunuyor. 2017 kuluçka dönemiydi. 2018 olgunlaşma dönemi.. 2019’da hasat var. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi gelecek yıl hayata geçecek. Türkiye’de güçler ayrılığının net bir şekilde uygulanmasıyla uluslararası yatırımcıların beklentileri gerçekleşecek. Hızlı karar alan, aldığı kararı hızla uygulamaya koyan, reformları hızla hayata geçiren bir hükûmet yapısı güven katsayısını katlayacak. Bunun işaretlerini bugünden görüyoruz... Reel Kesim Güven Endeksi martta 111,9 seviyesine yükseldi. Reel kesimin (yani üreticinin) güveni çok önemli. Üreticinin güveni artarsa üretimini artırır, yatırımını artırır. Sonuçta istihdam artar. Biliyorsunuz 100’ün üzerindeki rakamlar canlılığın arttığını haber verir. İş dünyasının güveni zirvede. Kapasite kullanım oranları imalat sanayindeki üretimi gösterir. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkiden arındırılmış kapasite kullanım oranı 79,1 ile rekor düzeye tırmandı... Bunları niye anlatıyorum. Rakamlar asla yanılmaz ve yanıltmaz. Söylentilere kulak asmayın. Karalama kampanyalarına alet olmayın. Yabancı yatırımcılar geçen hafta 241 milyon dolarlık hisse senedi ve tahvil satın aldı. Hisse stokları 52.1 milyar dolar.. Tahvil stokları 28 milyar dolar oldu. Ayrıca ellerinde 957 milyon dolarlık özel sektör tahvili var. Bunları alt alta yazdığınızda toplam 81 milyar dolarlık menkul kıymet bloku çıkıyor. Ülkeye güven duymasalar bu kadar büyük bir sermayeyi bağlarlar mı? Adamlar dolar verip kâğıt alıyorlar. Yerli yatırımcılar geçen hafta kurlardaki yükselişten yararlanmak için 1,3 milyar dolar sattı. Ama bankalardaki döviz mevduatları hâlâ 168 milyar dolarla rekor düzeyde.. Yerli yatırımcıların tavrı kurların geleceği hakkında bilgi veriyor. Türkiye  bugün kasasında nakit 300 milyar doları olan son derece aktif, güvenilir ve hızla büyüyen bir ülke. Bu tablo not düşmanı uluslararası kredi kuruluşu Standard and Poor’s’u çok rahatsız etti. “ABD merkez bankası bu yıl 4 kez faiz artırabilir” diye bir açıklama yaptı. Dolar 4.03 TL ile tavana çıktı. Maksadı belli. TL’ye değer kaybettirip dengeleri bozmak. Gelişen ülkeler bu açıklamaya prim vermedi, ama içimizdeki faiz lobicileri bu gelişmeyi  kullandığı için dolar 3.96 TL’yi aştı. Bu hava kalıcı mı? Sanmıyorum!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.