El insaf!

Türk ekonomisi yıkıcı algı operasyonuna rağmen 2017 yılında Avrupa Birliği ortalamasının 3 katı büyüyerek parmak ısırttı. Dünyanın en zengin 20 ekonomisi arasında zirveye çıktı. Çin ve Hindistan’ı da solladık. Dördüncü çeyrekte %7,3, yılın tamamında %7.4’lük büyüme hızına ulaştık. Euro bölgesinde büyüme hızı biliyorsunuz yıllık %2.3... İrlanda %7.8 ile ilk sırada deniyor ama. 5 milyon nüfusu ile Ankara ile aynı düzeydeki bu korsan ülkenin dünya şirketlerine vergisiz kazanç sağlayarak ekonomisini ayakta tuttuğunu herkes biliyor. 80 milyonluk Türkiye ile asla aynı kefeye konulamaz. Bugün tartışmasız büyümede dünya lideriyiz. Bu gurur hepimize ait.

En garip tablo, uluslararası kredi kuruluşlarının; yüzde 1,4 büyüyen Yunanistan’ın kredi notunu yükseltirken, %7,4 büyüyen Türkiye’nin notunu düşürmeleri. Kıskançlık, hased, kin, düşmanlık, hazımsızlık adına ne derseniz deyin, ekonomik, siyasi ve terör darbesine rağmen, ihracat ve tüketim patlamasıyla hızla büyümemiz karşısında çıldırıyorlar. Türkiye'nin en büyük avantajı ne biliyor musunuz? Genç nüfusu. Tüketiyor, çalışıyor, başarıyor.. Yaşlı Avrupa işte buna kahroluyor...

Büyüyen ülkeye sermaye yağar bunu çok iyi biliyorlar. İşte bunu engellemek için kredi notumuzu yatırım yapılabilir ülke notunun altında tutuyorlar. "Ne kadar zaman kazanırsak kârdır" diyorlar. Başımıza FETÖ belasını musallat ettiler, Allah’ın izniyle rezil rüsva oldular. Teröre sarıldılar, inlerine girdik topunu temizledik, şimdi kaçacak yer arıyorlar, yeryüzüne çıkamıyorlar, toprak altında kaldılar. İnşallah mezarları olur. Döviz kurlarını ateşleyerek ekonomik tuzak hazırladılar, ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Dolar 4 lirayı geçti, felaket geliyor, kaçın diye yırtındılar, tutturamadılar. Türk sanayi sektörü dördüncü çeyrekte %9,2 büyüyerek ağızlarının payını verdi.

Bu köşede, "dolar asla yatırım aracı değildir, paranızı yatırmayın, zarar edersiniz" diye sürekli uyardım, sonunda haklı çıktım. Büyük resme bakın.. Dev projelerin nasıl hayata geçtiğini görün. O zaman Türkiye’nin gerçek yerini göreceksiniz. Savunma sanayiindeki göz kamaştıran ilerleme nasıl sağlandı? Türk mühendislerin gece gündüz çalışarak elde ettiği başarılarla.. Büyüme demek, millî gelir artışı demektir. Millî gelir bir ülkede belli bir dönem üretilen mal ve hizmetlerin parasal katma değeridir. Katma değer artınca millî gelir de artar. İşte buna büyüme denir...

​Caddelerde gezen otomobillere bakın. Külüstür olanların sayısını parmakla sayıyorsunuz. Oturduğunuz evlere bakın, Avrupa’ya taş çıkartır cinsten lüks, ferah akıllı, muazzam siteler. Yahu köylerdeki evler bile artık kentleşti. Hâlâ  kabullenemiyorlar. Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs Türkiye 2018'de ancak %4 büyür diyor.. El insaf! Fabrikalar 24 saat aralıksız çalışıyor. Hükûmetin başlattığı istihdam seferberliği ile vatandaşlarımız iş buluyor, çoluk çocuğunu huzur içinde geçindiriyor. Tabii ki herkesin kazancı bir değildir. Biz kadere inanırız, çalışırız, çırpınırız, ter dökeriz, sonunda elimize geçene şükrederiz. Bu bizim kısmetimizdir deriz. Asla kimsenin kazancına göz dikmeyiz. Biz Türkiye’yiz. İşte bunun için, düne kadar bize emir veren eloğlu artık karşımızda el pençe divan duruyor. Amerika bile pes etti. Başkan Trump ABD ordusunun yakın zamanda Suriye'den çıkacağını söyledi... 

Gelecek bütün ihtişamıyla bizi bekliyor. Biz üç kıtaya sahip olmuş Osmanlı’nın torunlarıyız. Birbirimizin kıymetini bilelim, kırmayalım, sevelim, sevilelim. Düşmanı idare edelim. İlm-i siyaset yapalım...