Mızrak çuvala sığmıyor!

A -
A +
Dünya ülkelerinde ticaret savaşları değil, teknoloji savaşı başladı. 5G iletişim teknolojisi, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki rekabetin merkezine oturdu. ABD yönetimi, Çin’in telekomünikasyon firmalarına yaptırımlar getiriyor ve ABD’li firmaların kritik iletişim ağlarında Çin malı ekipman kullanmalarını tamamen yasaklamaya hazırlanıyor. Konuyu ciddi bir ulusal güvenlik meselesi olarak gören Washington, müttefiklerinden de aynı tutumu bekliyor. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Huawei sistemini kullanan ülkelere yaptırım uygulayacaklarını açıkladı. Bunun üzerine Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda, dünyanın en büyük telekomünikasyon ekipmanı üreticisi olan Çin firması Huawei’nin 5G ağları ile ilgili ihalelere girmesini yasakladı; İngiltere 5G konusunda bu firmayı tercih etmeyeceğini bildirdi. Huawei’nin mali işler müdürü Mıng Vancou hakkında ABD Adalet Bakanlığı’nın Huawei’nin banka dolandırıcılığı yaptığı ve Amerikan şirketlerine ait ticari sırları çaldığına dair iddianameler hazırlaması, konuyu çok farklı boyutlara getirdi. Peki bu savaş neden başladı?
5G teknolojisi uluslararası ilişkiler ve küresel dengeler açısından belki de nükleer teknolojilerden daha fazla önem taşıyor. 2G, 3G ve 4G teknolojileri büyük ölçüde sesli görüşme ve veri transferi üzerine kurulmuş, teknoloji ilerledikçe hız artmış ve bizler de cep telefonundan konuşup kısa mesaj atarken, rahatça görüntülü görüşme yapar, video seyreder bir hâle gelmiştik. 5G devrim niteliğinde bir gelişim. Bu yeni teknoloji ile sadece veri aktarımında hız artmayacak, yüksek kapasiteli, gecikme süresi kısa, hatta sıfıra yakın, düşük maliyetli bir iletişim altyapısı oluşacak. Eşyaların interneti ve yapay zekâ bu altyapı üzerinde hayat bulacak; sürücüsüz arabalar, akıllı şehirler, uzaktan yapılan ameliyatlar, robotların çalıştığı tam anlamıyla otomasyona geçmiş fabrikalar 5G ile mümkün olacak. Askerî alanda çok büyük avantajlar elde edilecek. Ülkelerin ekonomileri, sanayi, üretim, tarım, “akıllı” sistemlere geçtikçe verimlilikleri artacak. Birbiri ile 5G üzerinden bağlantılı olarak çalışan fabrikalar daha yüksek verim sağlayabilecek, maliyetler düşecek. İşte bu nedenle, 5G teknolojisinde üstünlüğe sahip olmak, küresel güç dengelerini yakından ilgilendiriyor...
Çin, 5G alanında tüm rakiplerinden bir adım önde. ABD işte bunu hazmedemiyor.
Çin, sahip olduğu devasa imalat kapasitesini yüksek teknoloji ile birleştirdiğinde hem ekonomisini sürdürülebilir bir büyüme sathına oturtabilecek hem de hedeflediği gibi yüzyılın ortasına kadar en büyük küresel güç olabilecek. İşte bu yüzden ABD, Çin ürünlerine gümrük vergisi uygulayarak ekonomisini zor durumda bırakmak istedi. Ama sonunda açtığı kuyuya kendi düştü. Şimdi ABD’li şirketler zarar ediyor, büyüme hızı düşüyor.
Huawei’nin Türkiye’de  2010 yılından beri çalışmalarını sürdüren Ar-Ge merkezi var. Bu merkez de yerel üretime ve bilgi birikimine katkıda bulunuyor.
Birçok ülke için 5G’de gelinen nokta, ABD ile Çin arasında bir tercih yapılması anlamına gelecek.. 5G teknolojisi küresel ekonomi açısından bir çığır açma iddiasını taşısa da şu anda ABD ile Çin arasındaki jeopolitik mücadelenin yeni bir alanı hâline gelmiş durumda.
Gelişmiş ülkeler safında yer almak istiyorsak 5G teknolojisine mutlaka en kısa sürede geçmeliyiz. Mızrak çuvala sığmıyor!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.