Yabancı istikrara oynuyor!

Küresel borsalar büyüme telaşına düştü. Açıklanan göstergelerdeki bozulma yöneticileri kara kara düşündürüyor. Ortadaki problem bir ülkeyle sınırlı değil. Zira tüm dünya globalleşmenin etkisi altında. İhracat ve ithalat rakamları azalıyor. Yapılan hesaplar tutmuyor. Merkez Bankaları elindeki bütün silahları kullanıyor, ama işlemiyor. İnsanlar korktu, tüketmiyor. Enflasyon yerlerde sürünüyor. Orta doğu’da savaş ortamı sona erdi. Silah tüccarları şimdi Pakistan-Hindistan gerilimine oynuyor. Peki buna hangi gelişme yol açtı? Kestirmeden söyleyelim. Amerika’nın agresif başkanı Trump’ın akıl almaz korumacılık politikası...

ABD’nin çelik ve alüminyumla başlayan ithal ürünlere ek gümrük vergisi uygulaması ateşi yaktı. Ülkeler grogi duruma düştü. Zira bu fırtınaya çok hazırlıksız yakalandılar. Bugün dünyanın en büyük tüketici olan ülkesi Amerika. En büyük üretici olan da Çin.. Tüketen üretenden daha az mal alınca dengeler bozuldu. Şimdi düzeltmeye çalışıyorlar. Nafile! Çin teknolojide yıllarca sabırla çalıştı, kendini kullandırıyor gösterdi, ama sonunda istediğini elde etti. Bugün ABD’ye bu konuda fark atmış durumda, avantajını kaptırmak istemiyor. ABD ise teknoloji transferinde ve fikrî haklarda yeni kurallar istiyor. Özetle bu cephede borsalar için yakın zamanda ümit yok.

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Powell, küresel büyümeyi frenleyen ticaret savaşlarından sonra kongreye yaptığı sunumda, ABD hükûmetinin mali politikasının ve dolayısıyla bütçe açığının sürdürülemez olduğunu söyledi. 4 triyon dolar seviyesinde olan FED bilanço büyüklüğünü küçültme operasyonunu durdurmaya yönelik bir planı çok yakında açıklayacağını ifade etti. Yani para politikasında bir sıkılaşma değil aksine gevşeme bekleniyor. Bu ne demek oluyor? FED yakında faiz indirebilir. Bu plan açıklandığı anda bizim de aralarında bulunduğumuz gelişen ülke piyasaları çok olumlu etkilenecek...

Kuzey Kore’yi nükleer silahlardan arındırmaya çalışan başkan Trump bu girişiminde başarılı olamadı. Vietnam’daki görüşmelerde uzlaşma sağlanamadı. Kuzey Kore, ABD’ye önce ülkesine uyguladığı yaptırımları kaldır, dedi. Trump buna yanaşmadı.. Venezuela’da darbe yaparak devlete ait petrol şirketlerinin özelleştirilmesini hedefleyen ABD’ye Birleşmiş Milletler izin vermedi. Rusya ve Çin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Amerika’nın gündeme getirdiği Venezuela’da özgür ve adil seçimlerin yapılması çağrısında bulunan tasarıyı veto etti. 

Pakistan’ın Suudi Arabistan’la 40 milyar dolarlık anlaşma imzalamasından sonra Hindistan’ın tam seçimleri öncesi Pakistan’ı bombalaması, Pakistan’ın da buna karşılık sınır ihlali yapan iki Hint savaş uçağını düşürmesi iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdi. Dünyayı endişelendiren ise her iki ülkenin de nükleer silaha sahip olmaları. Türkiye arabulucu rolünü üstlendi. Ancak öyle görünüyor ki; ABD bu problemi büyütmek için iki tarafı da tahrik etmeyi sürdürecek.

Piyasalar bu gelişmeden şimdilik etkilenmedi. Ancak hedef son yıllarda hızlı büyüme potasındaki Hindistan’ı frenlemek. Bu olaylar bize nasıl yansıyacak? Yabancı yatırımcıların geçen hafta 12 milyon dolarlık hisse senedi satmaları, seçim öncesi pozisyonlarını koruduklarını gösteriyor. Para su gibidir, nerede kazanç varsa oraya akar. Demek ki istikrarda bozulma beklenmiyor. Hükûmet bundan öncekilerde olduğu gibi 31 Mart’ta da halktan onay alacak.

Türkiye'nin jeopolitik risklerinin azalması, merkez bankasının enflasyonla mücadelede kararlı duruşu TL'deki oynaklığı azaltıyor. Yabancı yatırımcıların carry trade olarak bilinen yüksek getirili para birimi bulundurmalarında elde ettikleri faiz geliri nedeniyle TL'ye ilgisi artıyor. Avrupa'da büyüme beklentilerinin yavaşlaması, ABD'de faizlerin sabit tutulacağı hatta indirim ihtimalinin değerlendirilmesi TL'yi cazip kılıyor.

İlaç firmaları seçim sonrası dolar kurunu 7.5 liradan belirlemişler. Bazılarına göre dolar 11 liraya fırlayacakmış. Yerli yatırımcıları gazladılar, döviz hesapları 170 milyar dolara dayandı. 1 ay sonra dolar 5 liraya düşünce ne yapacaklarını çok merak ediyorum!..