Resim nasıl değişti?

Faiz kamburundan kurtulan Türk ekonomisi göz kamaştıran bir iyileşme sürecine girdi. Açıklanan rakamlar iyileşmeyi cümle âleme gösteriyor. Pozitif raporlar peş peşe açıklanıyor. Sistem tıkır tıkır çalışıyor. Konut kredi faizleri düşürüldü, ev satışları patladı. Bayilerde sıfır araba kalmadı. İhtiyaç kredilerinde büyük artış yaşanıyor. Merkez Bankası’nın döviz rezervleri 105.4 milyar dolara yükseldi. Katar’la yapılan swap anlaşmasıyla rezervler 2 milyar dolarlık artışla 107.5 milyar dolara ulaşacak. Net uluslararası rezervler 845 milyon dolar artışla 36,70 milyar dolardan 37,55 milyar dolara çıktı. Ekim ayında 89.8 olan Ekonomik Güven Endeksi kasım ayında %1,7 oranında artarak 91,3 oldu. Endeksteki artış, tüketici, reel kesim (imalat sanayi) ve hizmet sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Tüketici güven endeksi 59.9’a, reel kesim güven endeksi 105.9’a yükseldi. Güvenin temelinde hükûmetin yürürlüğe soktuğu tutarlı kararlar var. İş dünyası tatmin oluyor. Kapasite kullanım oranı kasımda %77.2’ye tırmandı. Şu anda 2558 TL brüt, 2020 TL net olan asgari ücretin brüt 3000 liraya yükseltilmesi gerekiyor. Bu durumda net ücret 2370 lira olacak. Unutmayın çalışan kesimin geliri yükselirse harcama gücü artar, ekonomide canlanma devam eder, işsizlik azalır... Merkez Bankası, bankaların kredi büyümesini desteklemek için referans aralığını yükseltiyor. Mevcut uygulamaya göre yıllık kredi büyümesi %10 ila %20 arasında olan bankalar, %2 munzam karşılık ödüyor ve buna karşılık %15 faiz alıyor. Bu aralık altında kalan bankalar yani kredi büyümesi %10’un altında kalanlar hem %7 zorunlu karşılık ödüyor hem de %5 faiz alıyor. Referans aralığının yükseltilmesiyle bankaların zorunlu karşılık oran ve faizindeki dezavantaj engellenecek. Böylece yarışta geri kalan özel bankalar desteklenecek. Yıl sonuna kadar sanayi üretiminde büyük artış yaşanacak. 2 Aralık Pazartesi günü açıklanacak üçüncü çeyrek büyüme rakamında Türkiye %1.5 büyüyecek. Yılın son çeyreğindeki artış %5’i bulacak.. Diyorlar ki, 2019’u 0.5 artışla tamamlayan bir ekonomi 2020’de nasıl %5 büyür. Aslında bunu Avrupa Birliği’ne sormak lazım. 2019 büyüme hızını eksi %2.3’ten artı 0.3’e nasıl yükseltmişler. Yani %2.6’lık iyileşmeyi nasıl kabullenmişler. 2020 için Türkiye'nin %3.1 büyüyeceğini neden öngörmüşler, bunu merak edenlere söylesinler... Perakende satışlar, sanayi üretimi, banka kredileri,tüketici güveni, konut ve otomobil satışlarındaki artış bize 2020 yılının 2019’dan çok daha iyi olacağını gösteriyor. İşte bunu engellemek için Avrupa ve Amerika Türkiye’ye karşı her fırsatta topyekûn saldırıya geçiyor. 2018’de yaşatılan kriz sonrası faizlerin %24’e çıkmasıyla ekonomi kilitlenmişti. Yatırımlar cazibesini kaybetmiş, büyüme hızı 2018’in son çeyreğinde %3 daralmıştı. Kredi notlarımız yatırım yapılabilir seviyenin 3 kademe altına düşürülünce yabancı yatırımcı ülkeden ayrılmıştı. Ama 2019’da inanılmaz bir toparlanma yaşandı. Türkiye âdeta küllerinden doğdu. ABD ile ilişkiler normalleşti, Suriye’de terör devleti kurulması önlenerek çok büyük başarı elde edildi.. Hukuk reformu gerçekleşti, yatırımcıya güven geldi. Faiz balonu söndü, enflasyon düşüşe geçti. Cari açık ortadan kalktı. Hükûmetin başlattığı değişim rüzgârı dünyaya parmak ısırtıyor. 2020’nin ilk yarısında tüm tahminler altüst olacak. Üretim patlayacak. notumuz artacak, yatırım fırtınası başlayacak. Borsa İstanbul’da endeks 130 bini aşacak. Kurlar gevşeyecek.. En çok kime acıyorum biliyor musunuz? Felaket tellallarının gazına gelerek dolar tuzağına düşenlere. Geçen hafta ABD Türkiye’ye S-400 yaptırımı uygulayacak balonuna kapılarak piyasadan 972 milyon dolar daha toplamışlar, döviz hesapları 195.1 milyar doları aşarak rekor düzeye ulaşmış. Ne kadar acı değil mi felaket gelsin de paramız pul olsun diye döviz alıyorlar. Onlar aldıkça Amerika kazanıyor, farkında değiller...