Büyük imtihan

A -
A +
Amerika’da 1,9 trilyon dolarlık paket yürürlüğe girdi. Enflasyon beklentileri tazelendi, 10 yıllık ABD tahvillerinden çıkış yeniden hız kazandı. Getiriler 1,64’ü aştı. Tahvil krizi TL üzerinde baskı oluşturuyor. Kurların yükselmesi enflasyonu tetikliyor. Petrol 70 dolara dayandı, enerji maliyeti arttı. Emtia ve tarımsal ürün fiyatlarında sert yükselişler var. Şubat ayında yıllık TÜFE 15,61 oldu gösterge faizi %17’de kaldı. Şu anda reel faiz 1,2 düzeyine indiği için Türk tahvilleri cazibe kaybetti. Bu durumda 18 Mart'ta yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında, gösterge faizinin artırılması kaçınılmaz oldu. Yapılmazsa ne olur? Dolarizasyon artar, TL’deki kayıplar devam eder. Sıcak para gelmez. Nisan ayında iki kat arttırmak zorunda kalınır. Testi kırıldıktan sonra alınan tedbirler sonuç vermez. Dikkat çeken bir uygulama var. Kurlar ne zaman yükselişe geçse, Merkez Bankası faiz artırımına gidiyor. Dolar/Euro belli bir zaman için düşük kalıyor. Ardından tekrar tırmanınca aynı tablo yeniden yaşanıyor. Peki, bu kısır döngü nasıl aşılacak? Yıllık TÜFE'deki artış trendi kırılınca. Enflasyonda 2021 hedeflerinden uzak kalmamız önce faiz kur dengesini bozdu. Finansal istikrarı bozan bu gelişme büyümedeki ülke başarısını da baltalıyor. Merkez Bankası mecburen faiz arttırmak zorunda kalıyor. Bazen hedefleri tutturmakta zorlanırsınız. Ama her şeye rağmen, dereyi geçinceye kadar piyasa beklentisini yerine getirmeniz gerekiyor... 
Enflasyon tahminleri aşınca faizler de onu izliyor. Yatırım kararları erteleniyor. TÜFE'nin mart ayında yıllık %16,5, nisanda %17,2 olması bekleniyor. Bu durumda %17’lik politika faizi düşük kalacak.
Perşembe günü normal 100 puan, önden yüklemeli olarak 200 puanlık faiz artışına gidilebilir. Merkez Bankası piyasa nezdinde elde ettiği itibarını korumak ve ısrarla savunduğu sıkı para politikasını devam ettirmek için böyle karar almak zorunda. Bakın Citigroup, JP Morgan, Morgan Stanley, Goldman Sachs, Rabobank gibi uluslararası dev bankalar 100 baz puanlık artış beklediklerini açıkça ilan ettiler. Aksine bir karar karşısında bu kuruluşlar hayal kırıklığı içine girer, çok olumsuz raporları peş peşe yayınlar, bir çuval incir berbat olur. Reel faizler %2’yi aşarsa tahviller cazibe kazanır. ABD’de piyasaya çıkan milyarlarca dolardan Türkiye de pay kapar. ABD merkez bankası FED'in getiri eğrisi kontrolü uygulamadığı takdirde tahvil getirilerinin yüzde 2 düzeyine yaklaşacağı öngörülüyor...
Getiri eğrisi nedir? Uzun vadeli tahvillerde getiriyi belirli bir düzeyde tutmak. Çarşamba günkü toplantıda FED bunu 3, 5 ve 10 yıllık hazine tahvillerinde alım yapacağını açıklayarak sağlayabilir. Piyasa, getirilerin kısa sürede kontrol altında olduğunu görerek satış emri vermez. Dolardaki kayıplar artar. İşte Merkez Bankası bu zamanlamayı dikkate alarak faizi yükseltirse çift katlı ekmek kadayıfı olur, kurlar düşer. Yerli yatırımcı dövizden TL’ye geçer. Merkez Bankasının rezervleri artar.
Faiz acı ilaç, ama ekonomik reform paketi sonuç verinceye kadar kerhen bunu içeceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.