Önce güven sonra garanti

A -
A +
Türk ekonomisi kur-faiz-enflasyon üçgeni arasında sıkıştı. Faiz artınca normalde kurlar düşer. Ama güven ortamı ivme kaybedince yüksek faiz yüksek kur olarak karşımıza çıkıyor, enflasyon ateşleniyor. Faiz düşünce TL değer kaybediyor, enflasyon yine yükseliyor... Nereden bakarsanız bakın fiyat artışlarını önleyemiyoruz. Neden? Çünkü Faiz ve kuru aynı anda bir arada tutmak mümkün değil. Ekonominin en acımasız kuralı arz-talep dengesidir. Bu kural istikrar kazanmadığı sürece faizle ne kadar oynarsanız oynayın dengeyi sağlayamazsınız. Arz fazla, talep çok olursa fiyat düşer. Talep çok arz düşük kalırsa fiyat yükselir. Merkez Bankasının politika faizini önceden hızlı arttırması, bankaların da mevduat ve kredi faizlerini yukarı itti, ekonomik büyüme darbe yedi. Hiçbir toplumda döviz kurunun yüzde 19 oranında artırılan bir faiz oranı ile düşürülmesine kimse sevinmez. Fakat diğer taraftan faizi düşürmek için belli süre yükseltmek de bir yöntem. Yalnız bunu yaparken çok güçlü bir güven ortamı oluşturmanız lazım. Aksi hâlde bugünkü tabloyla karşılaşırsınız...
Uzun süreden beri piyasada enflasyonu düşürmek için öncelikle kura baskı yapma yolu tercih ediliyor. Zira kurlar yükseldikçe mal ve hizmetlerin fiyatı da artıyor. Önce ÜFE, sonra TÜFE yükseliyor. Evet faiz Merkez Bankasının enflasyonla mücadele etmek için kullandığı en önemli silah. Ama öncelikle enflasyonun nedenine bakmak lazım... Fiyatları yükselten sebepler talep artışından mı kaynaklanıyor? Maliyet artışından mı? Maliyet artışından kaynaklanan enflasyon ortamında önce maliyeti kısarak mücadele yoluna gidilir, faizle oynayarak değil...
Türkiye’nin cari açığının fazla olması, ekonominin acil dış finansman ihtiyacı, rezerv eksikliği, ülke risk priminin yüksekliği kurların yüksek kalmasını sağlıyor. Peki yüksek kuru önlemek için faiz artışı tek çare mi? Değil. Ama yurt dışından sıcak paranın hisse senedi ve tahvile girmesi için gerekli. Fon girişi arttıkça TL güçlenir. Ama kalıcı olmayan bu süreçte yapısal reformları DERHAL devreye sokmazsanız sonuç alamazsınız. Bir süre sonra sermaye girişi durur, kurlar yeniden yükselişe geçer, moraller bozulur, yatırımlar ertelenir. 
5 yıllık iflas sigorta primi (CDS’ler) 464 puana tırmandı. Bu ne demek? Yurt dışından kısa dönemde 6 milyar dolarlık sendikasyon kredilerini yenileyecek olan bankaların borçlanma maliyetinin 4,6 puan artacağı demek... Merkez Bankasının yeni başkanı vahim tabloyu gördü, “Nisanda veya sonrasındaki aylarda Para Politikası Kurulu kararıyla hemen faiz indirilecek şeklinde ön yargılı bir yaklaşımı doğru bulmuyorum” diyerek endişeleri gidermeye çalıştı, kur 8,10’dan 8,07’ye geriledi. Ama piyasa henüz tam anlamıyla ikna olmuş değil...
Yeni Bakanlar Kurulu’nun en önemli görevi; bozulan güven ortamını tutarlı açıklamalar ve uygulamalarla yeniden inşa etmek. Hepsinden önemlisi kurulacak güçlü ekiplerle yurt dışında sürekli road show’lara çıkarak yabancılara Türk ekonomisindeki fırsatları ve yatırım alanlarını anlatıp GARANTİ vermektir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.