Türk ekonomisi böyle kurtulur!

A -
A +
Türkiye’de Türk lirasıyla dolar yan yana işlem görüyor. Bankalardaki tasarrufun yarıya yakını dolar. Devlet dolarla borçlanıyor... Yatırımlar dolarla ifade ediliyor. Caddelerde adım başı döviz büfeleri çalışıyor. İnsanlar geçmişi ve geleceği değerlendirirken, Türk lirası değil, doları ölçü alıyor. Yani iki paralı bir ekonomiye sahibiz.
Bu ortamda Merkez Bankası, Türk lirasıyla ekonomiyi yönlendirmeye çalışıyor. Oysa tek para biriminin hâkim olduğu ülkelerde, Merkez Bankası para miktarını kısınca, tüketici de harcamalarını azaltır. Üretici daha az yatırım yapar. Yani, ekonomi soğur. Ekonomi soğuyunca da enflasyon düşer. Merkez Bankası faizi yükseltince yurt dışından dolar girişi artar, TL değer kazanır. Tüketici değerlenen para birimiyle daha fazla harcama yapar. Ucuz döviz, yatırımların artmasını sağlar... Sonuç olarak ekonomi ısınır, enflasyon yükselir…
Merkez Bankası, dolar fiyatını sınırlamak için, yüksek faiz uygulamasını uzunca bir süre devam ettirdi, %19’a gelince dur dedi... 
Türk ekonomisinde, yatırım, üretim yapacaklar hiçbir zaman %20’yi aşan faizi istemez. Çünkü yüksek faiz maliyetleri arttırır, üretim pahalı hâle gelir. Satışlar düşer. Tüketiciler %20’ye yakın faizden hiç hoşlanmaz. Çünkü kredi kullanmak pahalı hâle gelir, geçim zorluğu başlar. Enflasyonu düşürmek için sadece faiz artırımına güvenmek yanlıştır. Faiz artınca, döviz kurları gerileyecek, ucuz döviz tüketimi ve yatırımı canlandıracak, bütün bunların sonucunda enflasyon düşmeyecek yine artmaya devam edecek. 
Peki kalıcı iyileşme için ne yapmalı? Öncelikle iş dünyasına yeni yatırım kararı alması veya mevcut kapasitesini büyütmesi için kaynak aktarmamız lazım. Düşük faizli kampanyalar açılmalı. Önce tarım sonra sanayide üretim artışını sağlayacak kararlar hızla hayata geçirilmeli. Gıda ithalatına son verilmeli Ekonomi güçlenmeden Türk parası gerçek değerini bulamaz... 
Ekonominin durumunun iyi mi kötü mü olduğu dolar fiyatından izlenemez. Doların ucuzlaması işlerin iyi gittiğini göstermez. Doların yükselmesi ekonominin kötüleştiğini göstermez. Üretim, istihdam, gelir artışı, ekonominin büyüme gücünü gösterir... İnsanların refah payı artar. Ama öncelikle istihdam...
Hükûmet 30 Haziran’da sona erecek kısa çalışma ödeneği sonrası yaşanacak işten çıkarmaları önlemek için önemli bir adım attı. 100 bin yeni istihdama karşılık 10 milyar TL kredi kullandıracak. 714 bin işletme ucuz krediden yararlanacak...
Aşılama çalışmaları son hızla devam ediyor. Günlük vaka sayısı 10 binin altına düştü. Temmuz ağustos ve eylül aylarından 120 milyon doz BioNTech aşısı geliyor. Çin’den 90 milyon doz alıyoruz... Rusya Sputnik V aşısını Türkiye’de üretecek... 
Temmuzda nüfusun yarısı aşılanmış olursa ekonomi tamamen açılacak. Ülkeye turist yağacak. Fabrikalar ve şirketler tam kapasite çalışacak. İstihdamda yaşanacak büyük artış Türkiye’nin kurtuluşu olacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.